Göklerde ve Yerde HER KİM varsa…

Rahman ve Rahim olan ALLAH ın adıyla
Bismillahirmanirrahim

Allah “GÖKLERDE ve YERDE HER KİM VARSA …” derken buradaki HER KİM kime gider?

İSRA.44: Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O’nu tesbih eder; O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiç bir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır.
ya da RAD.15:
RAD.15: Göklerde ve yerde her kim varsa -isteyerek de olsa, istemeyerek de olsa- Allah’a secde eder. Sabah akşam gölgeleri de (O’na secde eder).

 

Bu ayetleri ve benzeri ayetlerdeki MEN kelimesinin akıllı ve iradeli canlılar için kullanıldığını söyleyerek demek ki evrende başka akıllı varlıklar var  tezini ileri sürenler var.

Oysa bu ayette anlatılan, evrendeki tüm melekler ( evren kanunları içindeki iradesiz olan herşey) Allah ın kurallarının dışına çıkmaz ve sürekli Allah ı teşbih ederler diyor.

 

“Yeryüzü öyle bir sarsılışla sarsıldığı, içindeki yükleri dışarı çıkarıp attığı

ve insan, “Ne oluyor bu yeryüzüne?” dediği vakit, işte o zaman yeryüzü olup

biten her şeyi bir bir anlatacak. Çünkü Rabbin, ona böyle vahyetmiştir

YER konuşacak diyor Allah..

Kişiliği varmış gibi. SAnki SEN  BEN gibi..

Dilimizde de var: YERİN KULAĞI VAR diye.

Var mı?

Yeryüzü  o gün herşeyi birbir ANLATACAK diyor ayet. Kim gibi? Aynı SEN gibi BEN gibi. MEN gibi

Fussilet.1: Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: “İsteyerek veya istemeyerek gelin.” İkisi de: “İsteyerek (İtaat ederek) geldik” dediler.

GELDİK dediler.  Kim gibi? SEN gibi BEN gibi .. MEN gibi.. KONUŞTULAR ( lisanı hal ile).. Ve Evrendeki hiç bir şey Allah ın kuralının dışına çıkmadığı ve gece gündüz secde ediyor oldukları ve tesbih ediyor oldukları için DERHAL kendilerine verilen görevleri yaptılar. ( Melekler bundan yorulmazlar. Güneş  ” BEN DOĞMAYACAĞIM BU SABAH ” demez.

Fussilet.12: Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti. Biz dünya göğünü de kandillerle süsleyip donattık ve bir koruma (altına aldık). İşte bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)’ın takdiridir.

Kaç gök?  7 GÖK

Nerdeki gibi ? İSRA.44 de ki gibi:

İSRA.44: Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O’nu tesbih eder; O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiç bir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır.

Herşeyin kayıt altına alındığı ve ELLERİN AYAKLARIN dile gelip şehadet ettiği bir ahiret gününden bahsediyoruz. Herşey öyle kayıt altına alınacak ki  bunların yazılı olduğu KİTAP konuşacak, söyleyecek diyor Allah.

Kim gibi SEN gibi BEN gibi MEN gibi

Allah , YER ve GÖK tasvirini anlatırken DUHAN suresinde onların Firavun arkasından ağlamadığını anlatıyor. Yani Firvaun o kadar zalimdiki ardından HİÇ BİR ŞEY üzülüp onu anmadı. O kadar değersizdi diyor.

DUHAN.29: Onlar için ne gök, ne yer ağlamadı ve onlar(ın azabı) ertelenmedi.

“Yer ve gök ağlamadı”  diyor. Kim gibi SEN gibi BEN gibi MEN gibi.

Allah Kuran da evrendeki  insan haricinde ki diğer varlıkları sanki kişilik sahibi insanlarmış gibi konuşturur.

KAF.30: O gün cehenneme diyeceğiz: “Doldun mu?” O da: “Daha fazlası var mı?” diyecek.

Konuşuyor cehennem. Kim gibi SEN gibi BEN gibi  MEN gibi.

Hatta yaradılış ayetlerindeki MELEKLER in BİZ SENİ TESBİH EDİP DURUYORKEN Mİ diye devam eden ayette bunu çok daha açık şekilde görmüştük.

BAKARA.30: Hani Rabbin, Meleklere: “Muhakkak ben, yeryüzünde bir halife var edeceğim” demişti. Onlar da: “Biz seni şükrünle yüceltir ve (sürekli) takdis ederken, orada bozgunculuk çıkaracak ve kanlar akıtacak birini mi var edeceksin?” dediler. (Allah:) “Şüphesiz sizin bilmediğinizi ben bilirim” dedi.

MELEK leri konuşturur Allah. O yüzden de onları anlatırken MEN diye hitap eder. Elleri konuşturur, ayakları konuşturur.

NUR.24: O gün, kendi dilleri, elleri ve ayakları aleyhlerinde yaptıklarına dair şahitlikte bulunacaklardır.

YASİN.65: Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz; (günahtan ve sevaptan yana) kazandıklarını, elleri bize söylemekte, ayakları (aleyhlerinde) şahitlik etmektedir.

FUSSİLET.21: Kendi derilerine dediler ki: “Niye aleyhimizde şahitlik ettiniz?” Dediler ki: “Her şeye nutku verip konuşturan Allah, bizi konuşturdu. Sizi ilk defa O yarattı ve O’na döndürülüyorsunuz.”

Allah bu yüzden GÖKLERDE ve YERDE HER KİM varsa diye MEN zamiri ile konuyu anlatır. Ancak BAKARA.284 de bu sefer MA zamiri ile hem canlı hem cansız HERŞEYİN sahibi olduğunu da anlatır.

Allah MELEKUT a öyle bir kişilik ile seslenir ki evet okuyanların “ EVRENDE BAŞKA İRADEL; VARLIKLAR VAR. CİNLER PERİLER ya da UZAYLILAR “ diye düşünmesi nerdeyse mümkün diyesi geliyor insanıni Ancak KURAN evrendek TEK sorumluluk sahibinin İNSAN olduğunu AHZAB.72  de anlatmıştı.

AHZAB.72: Gerçek şu ki, biz emanetleri göklere, yere ve dağlara sunduk da onlar bunu yüklenmekten kaçındılar ve ondan korkuya kapıldılar; onu insan yüklendi. Çünkü o, çok zalim, çok cahildir.

O yüzden evrende başka akıllı iradeli varlıklar aramadan, MELEKLERE neden MEN diye hitab edildiğini anlamak gerek. Hatta Allah bazı ayeti kerimelerde BİZ diye bahsederek MELEKUT ile  yaratıştaki melekuta verdiği görevin eksiksizliğini ve muhteşemliğini anlatır. Buradaki BİZ ifadesi ile:

EVREN İLAHİDİR  ( TANRISALDIR) mesajını verir

 

Allah DAĞLARDAN bahsederken de onları konuşturur.

ENBİYA.79: Biz bunu (hükmü) Süleyman’a kavrattık, her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile birlikte tesbih etsinler diye, dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. (Bunları) Yapanlar biz idik.

SEBE.10: Andolsun, biz Davud’a tarafımızdan bir fazl (üstünlük) verdik. “Ey dağlar, onunla birlikte (Beni tesbih edip) yankıyla ses verin” (dedik) ve kuşlara da (aynısını emrettik). Ve ona demiri yumuşattık.

SAD.18: Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah kendisiyle birlikte (Allah’ı) tesbih ederlerdi.

Aslında SAD.18 de bile SECDE  ettirilen ve Allahı durmadan yorulmadan usanmadan teşbih edenin KİM olduğunu anlatıyor. Ne kadar benziyor  bu ayet RAD.15 e dimi?

RAD.15: Göklerde ve yerde her ne varsa -isteyerek de olsa, istemeyerek de olsa- Allah’a secde eder. Sabah akşam gölgeleri de (O’na secde eder).

MELEKLER bıkıp usanmadan Allah ı tesbih eder ve durmadan kulluk ederler. Asla kuralların dışına çıkmazlar.  Onların teşbihini ancak sorgulayan ve RABBİ arayanlar anlarlar.  Bir aslanın kükrerken ALLAH diyormuş gibi kükremesi değildir mucize olan. Asıl Mucize o aslanın kendisidir. Bir ağaç varlığı ile , tohum olmaktan koca ağaç olmaya giderkenki her anında varlığı ile ALLAH ı teşbih eder. İşte bu Allah ın tabiata kodladığı vahyi okumaktır.

Böylece insanlar TABİAT daki meleklerin resulluğu ile ( Yani onların Allah ın kodladığı bilgiyi taşıyor olmaları hasebiyle , inanmayan insanların onlara bakarak ALLAH ı bulma potansiyelleri ile) de RAB bi bulabilir. İBRAHİM gibi.

BAKARA.26: Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, ondan üstün olanı da, (herhangi bir şeyi) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkar edenler ise, “Allah, bu örnekle neyi amaçlamış?” derler. (Oysa Allah,) Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz.

Bir sivrisineğe bakarak  , onu ancak ALLAH  ın yaratabileceğini kavramak, bir sineğin resulluğu ile Allaha ulaşmaktır.

HAC.73-74-75: Ey insanlar, (size) bir örnek verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, Allah’ın dışında tapmakta olduklarınız -hepsi bunun için bir araya gelseler dahi- gerçekten bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de. Onlar, Allah’ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir. Allah, meleklerden elçiler seçer ve insanlardan da. Şüphesiz Allah, işitendir, görendir.”

İşte tüm sorun şu: SEN BU RESULLUĞU KABUL EDİP, TABİATIN “ ALLAH ALLAH ALLAH” demesine kulak asacak, Muhammed (as) Musa(as) İsa(as) Nuh (as)… Dedikleri ile kalbini yeşertip kendini diriltecek misin?

ACG

En iyisini elbette ALLAH bilir.

One thought on “Göklerde ve Yerde HER KİM varsa…”

  1. Aynen Ali Can Gökkaya Hocam. Kur’an’ın da dediği gibi, Rabbimiz kimliksiz, kişiliksisz hiç bir şey yaratmamış, tüm yarattıklarına bir vazife yüklemiş, Küfür içerisindeki, asi kullar hariç tüm yaratılmiş varlık alemi vazifesini yerine getirmekte, Rabbini bilmekte ve itaat etmekte.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir