DAVUD (as) ve YAŞAMIN ANLAMI

Bismillahirmanirrahim;

 

DAVUD un YAŞAMIN ANLAMI SORGULAMASI;

SAD 20: “Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik.

Alah ayetinde şöyle diyor:” Az sonra  DAVUD a nasıl HİKMET verdiğimizi   okuyacaksınız. Onun sorgulama sürecini nasıl tamamladığını aşağıdaki ayetlerde detaylıca bulacaksınız.” Tabiri caizse bu şekilde bir giriş cümlesinin ardından yapılan bir açıklama silsilesi ile anlatılır.

 

Dilerseniz tüm ilgili ayetleri arka arkaya yazıp sonra kıssayı anlamaya çalışalım.

SAD 21: “Sana o davacıların haberi geldi mi? Hani mihraba (Davud’un bulunduğu yere girmek için) yüksek duvardan tırmanmışlardı.”

SAD 22: “Davud’a girdiklerinde, o, onlardan ürkmüştü; dediler ki: “Korkma, iki davacıyız, birimiz diğerimize haksızlıkta bulundu. Şimdi sen aramızda hak ile hükmet, kararında zulme sapma ve bizi doğru yolun ortasına yöneltip ilet.”

SAD 23: “Bu benim kardeşimdir, doksan dokuz koyunu vardır, benimse bir tek koyunum var. Buna rağmen “Onu da benim payıma (koyunlarıma) kat” dedi ve bana, konuşmada üstün geldi.”

SAD 24: “(Davud) Dedi ki: “Andolsun senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu, (emek ve mali güçlerini) birleştirip katan (ortak)lardan çoğu, birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. Onlar da ne kadar azdır.” Davud, gerçekten bizim onu imtihan ettiğimizi sandı, böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı ve (bize gönülden) yönelip döndü.”

SAD 25: “Böylece onu bağışladık. Şüphesiz onun Bizim katımızda gerçekten bir yakınlığı ve varılacak güzel bir yeri vardır.”

SAD 26: “”Ey Davud, gerçek şu ki, Biz seni yeryüzünde bir halife kıldık. Öyleyse insanlar arasında hak ile hükmet, istek ve tutkulara (hevaya) uyma; sonra seni Allah’ın yolundan saptırır. Şüphesiz Allah’ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarından dolayı şiddetli bir azab vardır.”

 

Bu konuda eğer  biraz araştırma yaparsanız ; Tevrad i  bilgilerden tarihsel bilgilerden gelen  Hz. Davud  a tecavüzcü yaftası yapıştıran hikayelerden oluşan bir sürü safsata ile karşılaşacaksınız. DAvu (as) ın kısasını , kendisinin 99 karısı olduğu halde bir komutanın karısına göz diktiğini iddia edecek kadar zavallı ve pis bir anlayışla anlamaya çalışır hale gelmişler.

 

MİHRAB yönelimdir. Davud (as) ın; Allah ı,  evreni , yaratılışı sorgulamaya başladığı dönemin ayetleridir bunlar.. Zekeriya nın da Meryem in de MİHRAB da olduğu ve YÖNELİMİ anlatan bu halin içinde YÜKSEK DUVAR dan tırmanıp da gelen o iki kardeş var. Benzer bir DUVAR , MUSA ile SALİH KUL kıssasında da vardı hatırlarsınız. O duvarı da tamir edip altındaki iki kardeşin büyüyünce o duvarın altındaki hazineyi kendilerinin bulmasını istiyordu.

Salih Kul kıssasındaki ( bakınız MUSA ve SALİH KUL makalesi)   o bölümde anlatılan, insanın içindeki TAKVA ve FUCUR un çocukluktan çıkıp  kendi seçimlerini yapar hale gelip kendi hazninelerini ( rızklarını) kendileri bulması ve bu rızkın rızklandırması ile yaşayacakları hayatın sorumluluğunu almalarıdır. Her  insan bunu kendisi bulmalıdır.

 

Benzer bir anlatımı burda da görüyoruz. DAVUD (as) resulluğu öncesinde her resulün olduğu gibi bir sorgulama evresinden geçiyor. Musa (as) ın , İbrahim (as) ın ve diğer resullerin olduğu gibi. DAVUD     (as)  da hayatı anlamını bulmaya çalışıyor. Yaşamın anlamı nedir?

Her insan bu sorgulamayı yapmalıdır.

DAVUD (as) da arayış içinde. Aslında bazen doğruyu bulmaya çok yaklaşsa da maalesef İMAN ediyor olmak büyük bir sorumluluk ve hakikaten zor bir direniş ve imtihan gerektirdiği için KORKUYOR ve bu sorgulamaya başladığı zamanlarda bundan hep çekiniyordu.

Seçim ve irade büyük yüklerdir.

İnsan bu zor yükü yüklenen yegane varlıktır.

AHZAB.72: Gerçek şu ki, biz emanetleri göklere, yere ve dağlara sunduk da onlar bunu yüklenmekten kaçındılar ve ondan korkuya kapıldılar; onu insan yüklendi. Çünkü o, çok zalim, çok cahildir

İMAN ise bu yükün kat ve kat artması demektir. Çünkü bir çok sorumluluk gerektirir. O yüzden KORKAR insanlar.

ARAF.171: Bir zamanlar dağı, sanki bir gölgelikmiş gibi üstlerine geçirmiştik. Onlar ise neredeyse tepelerine düşecek sanmışlardı. (Onlara demiştik ki:) “Size verdiklerimize sımsıkı sarılın ve onda olanı düşünün, ki sakınasınız.”

Musa (as)  da korkmuştu. O dayandığı dayanağı , dünyalığı  elinden gidiyormuş gibi hissetmişti.Hadi  hatırlayalım.

KASAS.31: “Asanı bırak.” (Attıktan hemen sonra) onun şimdi bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, arkasına dönüp bakmaksızın kaçmaya başladı. “Ey Musa, dön ve korkuya kapılma. Şüphesiz güvendesin.”

DAVUD (as) de korkmuştur. Ama artık bu korkusunu unutup sorgulamasını tamamlamaya kararlıydı.

SAD 22: “Davud’a girdiklerinde, o, onlardan korkmuştu; dediler ki: “Korkma, iki davacıyız, birimiz diğerimize haksızlıkta bulundu. Şimdi sen aramızda hak ile hükmet, kararında zulme sapma ve bizi doğru yolun ortasına yöneltip ilet.”

 

Yüzleşmeye başlamıştır kendisi ile. Bu içindeki TAKVA ve FUCUR  un aralarındaki kavgası hakkında son noktayı koymalı ve HÜKÜM vermelidir.

İçindeki sesleri dinlemeye devam etmelidr. Kimin konuştuğunu hangisinin haklı olduğunu bulmalıdır.

SAD 23: “Bu benim kardeşimdir, doksan dokuz koyunu vardır, benimse bir tek koyunum var. Buna rağmen “Onu da benim payıma (koyunlarıma) kat” dedi ve bana, konuşmada üstün geldi.”

Nedir buradaki 99 rakamının sırrı? Diğer adamın TEK koyunu olmasının hikmeti?

KURAN , karanlıklardan aydınlığa çıkartan bir kitaptır. Karanlıklardan aydınlıklara denilmez.

İBRAHİM 1: “Elif Lam Ra. Bu bir Kitap’tır ki, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura, O güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdik.

Görüldüğü gibi KURAN karanlıklardan ( ÇOĞUL) aydınlığa (TEK) çıkartır. Yani hak olmayan yol çoktur, 99 ( çokluktan kinayedir. Sınırsız manasında) Oysa HAK YOL  tektir.

İBLİS in teklif sunduğu KÖTÜLÜK YOLLARI sınırsızdır. Ancak DOĞRU TEKTİR.

İşte burda da DAVUD artık sorumluluk yüklenecek çağa gelmiş ve hatta geçmiştir. Kkendisine her insan gibi İBLİS ve TAKVA yüklenmiştir. Üstelik bunun farkındadır.  İBLİS insanı sınırsız olan kötülük yoluna çağırır ve TEK olan doğru yoldan alı koymaya çalışır. Üstelik  bunu yaparken İBLİS kıssasından da hatırlayacağımız gibi “ BEN DAHA HAYIRLIYIM ( yani ben iyiyim..bunu da iyilik olsun diye yapıyorum)”  diyerek yapar ve insanı ikna eder.  Böylece insan iyi yaptığını zanneder .Kimse BEN KÖTÜYÜM demez. KÖTÜLÜK yapmak için yapmaz yaptıklarını. İkna olmuştur.

İçinde ki o ses, diğer sesi bastırmış ve galabe çalımıştır. “SAD 23: “……………ve bana, konuşmada üstün geldi.”

TAKVA ve İBLİS hasımdır. O şekilde yaratılmış ve insanın içine yüklenmiş iki melektir.

DAVUD  hayatının bu döneminde yaptığı  bu  derin sorgulamanın sonucunda  imtihanı anlamış ve  secdeye kapanarak HAKKI bulmuştur ve RESUL olarak artık VAHY almaya başlamıştır.

SAD 24: “(Davud) Dedi ki: “Andolsun senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu, (emek ve mali güçlerini) birleştirip katan (ortak)lardan çoğu, birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. Onlar da ne kadar azdır.” Davud, gerçekten bizim onu imtihan ettiğimizi sandı, böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı ve (bize gönülden) yönelip döndü.”

Hayatın özünün , yanlışlara , haramlara, kötülüklere sapmadan DOĞRU üzre kalabilmek olduğunu anlamış ve sonunda TESLİM olmuştur. Öyle ki İMAN EDİP SALİH AMEL İŞLEYENLERİN kutlu oluşunu beyan etmiştir.

İMTİHAN  nın gayesinin İYİ ile KÖTÜ nün ayıklanması olduğunu kavramış ve FURKAN ı bulmuştur.Böylece de , bu yüzden de daha öncesinde bunu bulamadığı için bağışlanma dilemiştir.

Bundan önceki ürküp  korkup bu sorgulamayı tamamlayamauışlarından hicap duyup RABBİNİN karşısında secde edip af dilemiştir.

Ve RABBİ de onu RESULLUK  ile ödüllendirerek SAD 26 da  diyor ki: Seni RESUL seçtim. Artık adaletle hükmet ve HAK ile hükmet. HEVA larına  uyma  ( bakın burdada HEVALAR diye çoğul kullanıyor. Yani o kötü kardeşin 99 koyununa katılmayı düşünme. Doğru TEK tir. Allahın DOĞRUSUNDAN seni alıkoyarlar.) yani içindeki İBLİS in sana delilsiz mesnetsizce sunduğu teklifleri ilke edinme. Yoksa sapanlardan olursun. Allah sapanları cehennem ile cezalandırır.

 

ACG

ALLAH EN DOĞRUSUNU BİLENDİR:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir