Bize yalan söylediler: Doğru bilinen yanlışlar

İSLAM TOPLUMLARINDA BAZI DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR!

 

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA.

 

 

  • İNSANLAR BİR TEK ÂDEM’DEN BİR TEK HAVVADAN ÇOĞLMADILAR.

71/ 17- “Allah, sizi yerden bir bitki (gibi) bitirdi.”

  • ALLAH’IN İNSANLIK TARİHİNİN BAŞLANGICINDAN BU TARAFA GÖNDERMİŞ OLDUĞU DİNİN ADI İSLAM TESLİM OLANLARIN ADI DA MÜSLÜMANDIR.

5/ 3- Ölü eti, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,- dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün inkara sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut

kesmişlerdir. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’ı seçip-beğendim. Kim ‘şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa’ – günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

5/ 48- Sana da (Ey Muhammed,) önündeki kitap(lar)ı doğrulayıcı ve ona ‘bir şahid-gözetleyici’ olarak Kitab’ı (Kur’an’ı) indirdik. Öyleyse aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen haktan sapıp onların heva (istek ve tutku)larına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol-yöntem kıldık. Eğer Allah dileseydi, sizi bir tek ümmet kılardı; ancak (bu,) verdikleriyle sizi denemesi içindir. Artık

hayırlarda yarışınız. Tümünüzün dönüşü Allah’adır. Hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri size

haber verecektir.

  • KURAN DA GEÇEN “FARKLI FAARKLI ÜMMETLER VE ŞERİATLER” MÜSLÜMAN OLMAYANLAR İÇİN KULLANILMIŞTIR.

İslam tek ümmettir.

  • PEYGAAMBERLER ARASINDA HİÇ BİR FARKLILIK

2/ 136- Deyin ki: “Biz Allah’a; bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene,

Musa ve İsa’ya verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz O’na teslim olmuşlarız.”

2/285- Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü’minler de. Tümü, Allah’a, meleklerine,

kitaplarına ve elçilerine inandı. “O’nun elçileri arasında hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sanadır” dediler.

 

 

  • PEYGAMBERLERİN SÖYLEDİKLERİ VAHİYDİR VE YAŞADIKLARI VAHYİN PRATİK HAYATA

DÖNÜŞÜMÜDÜR

69/ 43- Alemlerin Rabbinden bir indirilmedir.

69/44- Eğer o, Bize karşı bazı sözleri uydurup-söylemiş olsaydı.

69/45- Muhakkak onun sağ-elini (bütün güç ve kudretini) çekip-alıverirdik.

69/46- Sonra onun can damarını elbette keserdik.

 

 

  • HARAM VE HELALLER PEYGAMBERLERE GÖRE DEĞİŞMEZ. ALLAH BİRİNE BİR ŞEYİ HARAM KILMIŞSA DİĞERLERİNE DE ONU HARAM KILMIŞTIR. ALLAH BİR ŞEYİ BİRİSİNE HELAL KILMIŞSA

DEĞEERLERİNE DE ONU HELÂL KILMIŞTIR.

61/ 6- Hani Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrailoğulları, gerçekten ben, sizin için Allah’tan gönderilmiş bir elçiyim. Benden önceki Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra ismi “Ahmed” olan bir elçinin de

müjdeleyicisiyim” demişti. Fakat o, onlara apaçık belgelerle gelince: “Bu, açıkça bir büyüdür” dediler.

16/ 118- Yahudi olanlara da, bundan önce sana aktardıklarımızı haram kıldık. Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

 

 

  • İSA PEYGAMBER BABASIZ DEĞİLDİR.

 

Allah tabiatı yaratmış ve onu eşsiz bir düzen üzre kurmuştur. Çocuk olmasını da bir kyrala bağlamış ve bunu da alenen ayetlerde anlatmıştır. Öyle ki ENAM 101 de “ Allah ı eşimi varki çocuğu olsun diyerek  eşsiz çocuk olamayacağını açık açık belirtmiştir.

Aksini iddia etmek Hristiyan toplumunu haklı çıkartmak haşa Allah a oğul isnat edilmesine vesile olmak olur ki bu kabul edilemez.

3/ 37- Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi.

Zekeriya’yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: “Meryem, bu sana nereden geldi?” deyince, “Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine

hesapsız rızık verendir” dedi.

19/17- Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril’i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.

19/18- Demişti ki: “Gerçekten ben, senden Rahman (olan Allah)a sığınırım. Eğer takva sahibiysen (bana yaklaşma).”

19/19- Demişti ki: “Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan etmek için (buradayım).”

19/20- O: “Benim nasıl bir erkek çocuğum olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamışken ve ben azgın utanmaz (bir kadın) değilken” dedi.

19/21- “İşte böyle” dedi. “Rabbin, dedi ki: -Bu Benim için kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve Bizden bir rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır).” Ve iş de olup bitmişti.

19/22- Böylelikle ona gebe kaldı, sonra onunla ıssız bir yere çekildi.

 

  • CENNET VE CEHENNEM SÜRESİZDİR CEHENNEMDEN CEZASINI ÇEKİP DE CENNETE GİTME OLAYI

YOKTUR.

2/ 25- (Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: “Bu daha önce de rızıklandığımızdır” derler. Bu, onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır.

2/ 39- “İnkar edip de ayetlerimizi yalanlayanlar ise; onlar, ateşin halkıdırlar ve orada süresiz kalacaklardır.”

 

 

  • AHİRET ALMİNDE KİŞİNİN KENDİ AMELİNDEN BAŞKA ŞEFAAT EDİCİSİ TABİRİ CAİZSE ALLAH DA AMELİ BOZUKSA ŞEFAAT ETMEYECEKTİR.

20/ 109- O gün, Rahman (olan Allah)’ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının şefaati bir yarar sağlamaz.

50/ 29- “Huzurumda söz değişikliğe uğratılmaz ve Ben kullara zulmedici değilim.”

2/ 48- Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç kimsenin şefaatinin kabul

edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.

  • AHİRET ALEMİNDE EŞ OLARAK HURİLER SADECE ERKEKLERE DEĞİL YENİ BİR YRATILIŞLA YARATILAN İMAN EDEN VE SALİH AMEL İŞLEYEN KADIN VE ERKEK AYIRD EDİLMEDEN VERİLECEKTİR.

2/ 25- (Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: “Bu daha önce de rızıklandığımızdır” derler. Bu, onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır.

56/35- Gerçek şu ki, Biz onları yeni bir inşa (yaratma) ile inşa edip-yarattık.

29/20- De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığına bir bakın, sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

  • MUCİZELER SADECE ALLAHA’A AİTTİR. YARATILIŞIN KENDİSİ MUCİZEDİR.ALLAHTAN BAŞKA MUCİZE GETİRDİĞİ SANILAN PEYGAMBERLERIN TEK MUCİZESİ VAHİYLER VE KİTAPLARIDIR.

29/50- Dediler ki: “Ona Rabbinden ayetler (birtakım mucizeler) indirilmeli değil miydi?” De ki: “Ayetler yalnızca Allah’ın Katındadır. Ben ise, ancak apaçık bir uyarıcıyım.”

29/51- Kendilerine okunmakta olan Kitab’ı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz, bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır.

  • AYIRIM YAPILMAKSIZIN HİÇ BİR PEYGAMBER SÜNNETULLAH YASALARINI DELEN MUCİZELER GÖSTERMEMİŞLERDİR.

17/59- Bizi ayet (mucize)ler göndermekten, öncekilerin onu yalanlamasından başka bir şey

alıkoymadı. Semud’a dişi deveyi görünür (bir mucize) olarak gönderdik, fakat onlar bununla (onu boğazlamakla) zulmetmiş oldular. Oysa Biz ayetleri ancak korkutmak için göndeririz.

 

17/93- “Yahut altından bir evin olmalı veya gökyüzüne yükselmelisin. Üzerimize bizim

okuyabileceğimiz bir kitap indirinceye kadar senin yükselişine de inanmayız.” De ki: “Rabbimi yüceltirim; ben, elçi olan bir beşerden başkası mıyım?”

 

 

  • SUÇ İŞLEYENLERİN CEZASINI ALLAH AHİRET ALEMİNDEE VERECEKTİR. DÜNYA HAYATINDA ALLAHIN BİLGİLENDİRME DIŞINDA ÖZEL BİR MÜDAHALESİ

42/14- Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki ‘tecavüz ve haksızlık’ dolayısıyla ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden, adı konulmuş bir ecele kadar geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, muhakkak aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Şüphesiz onların ardından kitaba mirasçı olanlar ise, herhalde ona karşı kuşku verici bir tereddüt içindedirler.

42/21- Yoksa onların birtakım ortakları mı var ki, Allah’ın izin vermediği şeyleri, dinden kendilerine teşri’ ettiler (bir şeriat kıldılar)? Eğer o fasıl kelimesi olmasaydı, elbette aralarında hüküm (karar) verilirdi. Gerçekten zalimler için acı bir azap vardır.

22/40- Onlar, yalnızca; “Rabbimiz Allah’tır” demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün

edilip çıkarıldılar. Eğer Allah’ın, insanların kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah’ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, Aziz olandır.

35/45- Eğer Allah, kazandıkları dolayısıyla insanları (azap ile) yakalayıverecek olsaydı, (yerin) sırtı üzerinde hiçbir canlıyı bırakmazdı, ancak onları, adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Sonunda ecelleri geldiği zaman, artık şüphesiz Allah Kendi kullarını görendir.

  • NUH, LUT, SEMUT, MUSA VE SAYMADIĞIMIZ DAHA NİCE KAVİMLERİN HELAKI VAHİYLE

İRTİBATININ KESİLMESİ ANLAMINDADIR. O OLAYLAR KUR’AN’DA HÜSNÜ TAHLİL SANATI YAPILARAK ANLTILMIŞTIR.

42/14- Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki ‘tecavüz ve haksızlık’ dolayısıyla ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden, adı konulmuş bir ecele kadar geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, muhakkak aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Şüphesiz onların ardından kitaba mirasçı olanlar ise, herhalde ona karşı kuşku verici bir tereddüt içindedirler.

42/21- Yoksa onların birtakım ortakları mı var ki, Allah’ın izin vermediği şeyleri, dinden kendilerine teşri’ ettiler (bir şeriat kıldılar)? Eğer o fasıl kelimesi olmasaydı, elbette aralarında hüküm (karar) verilirdi. Gerçekten zalimler için acı bir azap vardır.

22/40- Onlar, yalnızca; “Rabbimiz Allah’tır” demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün

edilip çıkarıldılar. Eğer Allah’ın, insanların kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah’ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, Aziz olandır.

35/45- Eğer Allah, kazandıkları dolayısıyla insanları (azap ile) yakalayıverecek olsaydı, (yerin) sırtı üzerinde hiçbir canlıyı bırakmazdı, ancak onları, adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Sonunda ecelleri geldiği zaman, artık şüphesiz Allah Kendi kullarını görendir.

 

  • DUA- SEMAYA EL AÇIP ALLAH’TAN İSTEKLER SIRALAMAK DEĞİL İSTEK VE ARZULADIĞIN YÖNDE GÖSTERDİĞİN ÇABA VE GAYRETİNDİR.

2/186- Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.

17/11- İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek acelecidir.

  • ALLAH KİMSEYİ SAPTIRMAZ KİMSEYİ DE BAĞIŞLAYIP HİDAYETE ERDİRMEZ. ALLAH SAPMAYI VE

BAĞIŞLAMAYI YRATIR İNSANLARIN ÖNÜNE TEKLİF OLRAK SUNAR KİM BAĞIŞLANMAYI TERCİH EDERSE ONA BAĞIŞLADIM DER KİM DE SAPMAYI TERCİH EDERSE ONU SAPTIRDIM DER.

2/174- Allah’ın indirdiği Kitap’tan bir şeyi göz ardı edip saklayanlar ve onunla değeri az (bir şeyi) satın alanlar; onların yedikleri, karınlarında ateşten başkası değildir. Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz. Ve onlar için acı bir azap vardır.

2/175- Onlar, hidayete karşılık sapıklığı, bağışlanmaya karşılık azabı satın almışlardır. Ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar!

 

 

  • KUR’AN’IN NE SÖYLEDİĞİ DEĞİL GENEL OLARAK NE SÖYLEMEK İSTEDİĞİNİN ANLAŞILMASI GEREKİR.

2/245- Allah’a karşılığını çok artırma ile kat kat artıracağı güzel bir borcu verecek olan kimdir? Allah, daraltır ve genişletir ve siz O’na döndürüleceksiniz.

6/146- Yahudi olanlara her tırnaklı (hayvanı) haram kıldık. Sığırlardan ve koyunlardan, sırtlarına veya bağırsaklarına yapışan veya kemiğe karışanlar dışında iç yağlarını da onlara haram kıldık. ‘Azgınlık ve hakka tecavüzde bulunmaları’ nedeniyle onları böyle cezalandırdık. Biz şüphesiz doğru olanlarız.

40/34- “Andolsun, daha önce Yusuf da size apaçık belgeler getirmişti. O zaman size getirdikleri hakkında kuşkuya kapılıp durmuştunuz. Sonunda o, vefat edince, demiştiniz ki; “Allah, ondan sonra kesin olarak bir elçi göndermez.” İşte Allah, ölçüyü taşıran, şüpheci kimseyi böyle saptırır.”

18/25- Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar ve dokuz (yıl) daha kattılar.

  • De ki: “Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O’nundur. O, ne güzel görmekte ve ne güzel işitmektedir. O’nun dışında onların bir velisi yoktur. Kendi hükmünde hiç

kimseyi ortak kılmaz.”

19/26- Artık, ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer herhangi bir beşer görecek olursan, de ki: “Ben Rahman (olan Allah)’ a oruç adadım, bugün hiç kimseyle konuşmayacağım.”

  • Böylece onu taşıyarak kavmine geldi. Dediler ki: “Ey Meryem, sen gerçekten şaşırtıcı bir şey yaptın.”
  • “Ey Harun’un kız kardeşi, senin baban kötü bir kişi değildi ve annen de azgın, utanmaz (bir kadın) değildi.”
  • Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. Dediler ki: “Henüz beşikte olan bir çocukla biz nasıl konuşabiliriz?”
  • (İsa) Dedi ki: “Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. (Allah) Bana kitabı verdi ve beni peygamber kıldı.”

 

  • “Nerede olursam (olayım,) beni kutlu kıldı ve hayat sürdüğüm müddetçe, bana namazı ve zekatı vasiyet (emr) ”
  • “Anneme itati de. Ve beni mutsuz bir zorba kılmadı.”

19/33- “Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de.”

34- İşte Meryem oğlu İsa; hakkında kuşkuya düştükleri “Hak Söz”.

 

 

  • NE MÜSLÜMAN BİR KADIN NE DE MÜSLÜMAN BİR ERKEK EHLİ KİTAP OLAN BİR YAHUDİ VEYA HRİSTİYANLA

5/5- Bugün size temiz olan şeyler helal kılındı. (Kendilerine) Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin de yemeğiniz onlara helaldir. Mü’minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da, namuslu, fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar

edinmemişler olarak -onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz takdirde- size (helal kılındı.) Kim imanı tanımayıp küfre saparsa, elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O ahirette hüsrana uğrayanlardandır.

2/221- Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir cariye, -hoşunuza gitse de- müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikahlamayın; iman

eden bir köle, -hoşunuza gitse de- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, ateşe çağırırlar, Allah ise Kendi izniyle cennete ve mağfirete çağırır. O, insanlara ayetlerini açıklar. Umulur ki öğüt alıp- düşünürler.

60/10- Ey iman edenler, mü’min kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilendir. Şayet (gerçekten) mü’min kadınlar olduklarını bilip-

öğrenirseniz, artık sakın onları kafirlere geri çevirmeyin. (Çünkü) Ne bunlar onlara helaldir, ne onlar bunlara helaldir. Onlara (kafir kocalarına kendileri için) harcadıklarını verin. Onlara (hicret eden mü’min kadınlara) ücretlerini (mehirlerini) verdiğiniz takdirde onları nikahlamanızda size bir güçlük yoktur. Kafir (kadın)ların ismetlerini (nikahlarını) tutmayın ve (onlar için) harcadıklarınızı isteyin. Onlar da (mü’min kadınlara) harcadıklarını istesinler. Bu, Allah’ın hükmüdür; sizin aranızda hükmeder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

 

 

  • ADEM VE EŞİNİN CENNETEN ÇIKARILMASI BAHÇEDEN ÇIKARILMASI DEĞİL, DOĞUŞUNDAN ERGENLİK YAŞINA GELİNCEYE KADAR SORUMLULUK YÜKLENMEDİĞİ BİR DÖNEMDEN EMANET YÜKLENİLEN BİR DÖNEME GEÇİŞİ OLARAK ANLATILAN BİR SÜREÇTİR

7/12- (Allah) Dedi: “Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan neydi?” (İblis) Dedi ki: “Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın.”

  • (Allah:) “Öyleyse oradan in, orda büyüklenmen senin (hakkın) olmaz. Hemen çık. Gerçekten sen, küçük düşenlerdensin.”
  • O da: “(İnsanların) dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele.)”
  • (Allah:) “Sen gözlenip-ertelenenlerdensin”
  • Dedi ki: “Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım.”

 

  • “Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın.”
  • (Allah) Dedi: “Kınanıp alçaltılmış ve kovulmuş olarak oradan çık. Andolsun, onlardan kim seni

izlerse, cehennemi sizlerle dolduracağım.”

2/35- Ve dedik ki: “Ey Adem, sen ve eşin cennette yerleş. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.”

2/36- Fakat şeytan, oradan ikisinin ayağını kaydırdı ve böylece onları içinde bulundukları (durum)dan çıkardı. Biz de: “Kiminiz kiminize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir

yerleşim ve meta vardır” dedik.

7/19- Ve ey Adem, sen ve eşin cennete yerleş. İkiniz dilediğiniz yerden yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.

7/20- Şeytan, kendilerinden ‘örtülüp gizlenen çirkin yerlerini’ açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir.”

 

 

  • YERYÜZÜ ALLAH’IN ADALET DAĞITTIĞI YER DEĞİLDİR. YERYÜZÜ FARKLILIKLARI İÇERİSİNDE GÜÇLÜ VE ZENGİN OLANLAR NE KADAR AVANTAJLI GİBİ GÖRÜNSE DE BELKİDE ADAEETİ TESİS EDEMEMESİNDEN DOLAYI DEZAVANTAJLI DURUMA DÜŞMEKTEDİRLER.

4/32- Allah’ın kendisiyle kiminizi kiminize göre üstün kıldığı şeyi (malı) temenni etmeyin. Erkeklere kazandıklarından pay (olduğu gibi), kadınlara da kazandıklarından pay vardır. Allah’tan onun fazlını (ihsanını) isteyin. Gerçekten, Allah herşeyi bilendir.

49/13- Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.

6/86- İsmail’i, Elyasa’yı, Yunus’u ve Lut’u da (hidayete eriştirdik). Onların hepsini alemlere üstün kıldık.

2/253- İşte bu elçiler; bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Onlardan, Allah’ın kendileriyle konuştuğu ve derecelerle yükselttiği vardır. Meryem oğlu İsa’ya apaçık belgeler verdik ve O’nu Ruhu’l-Kudüs’le

destekledik. Şayet Allah dileseydi, kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, onların peşinden gelen (ümmet)ler, birbirlerini öldürmezdi. Ancak ihtilafa düştüler; onlardan kimi inandı, kimi inkar etti. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Allah dilediğini yapandır.

28/76- Gerçek şu ki, Karun, Musa’nın kavmindendi, ancak onlara karşı azgınlaştı. Biz, ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarları, birlikte (taşımaya) davranan güçlü bir topluluğa ağır geliyordu. Hani kavmi ona demişti ki: “Şımararak sevinme, çünkü Allah, şımararak sevince kapılanları sevmez.”

28/77- “Allah’ın sana verdiğiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payını (nasibini) unutma. Allah’ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk arama. Çünkü Allah, bozgunculuk yapanları sevmez.”

 

 

  • ERGENLİK YAŞINA GELMEDEN ÖLEN ÇOCCUKLR SANILDIĞI GİBİ CENNETE GİTMEYECEKLERDİR.

 

18/80- “Çocuğa gelince, onun anne ve babası mü’min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkar zorunu kullanmasından endişe edip-korktuk.”

81- Böylece, onlara Rablerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik.”

78/38- Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman’ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir.

  • İşte bu, hak gündür. Şu halde dileyen Rabbine bir dönüşyolu
  • Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: “Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim”

 

 

22-KAİNATTA TEMEL OLARAK YARTILMIŞ İKİ VARLIK VARDIR. BİRİNCİSİ ADEM OĞLU ŞEMSİYESİ ALTINDA OLAN  AKLEDEBİLEN , SORUMLULUK SAHİBİ, SEÇİM HAKKINA SAHİP İNSANLAR, DİĞERLERİ DE MELEKLERDİR.

76/1- Gerçek şu ki, insanın üzerinden, daha kendisi anılmaya değer bir şey değilken, uzun

zamanlardan (dehr) bir süre (hin) gelip-geçti.

2/30- Hani Rabbin meleklere: “Muhakkak Ben, yeryüzünde bir halife var edeceğim” demişti. Onlar da: “Biz Seni şükrünle yüceltir ve (sürekli) takdis ederken, orada bozgunculuk çıkaracak ve kanlar akıtacak birini mi var edeceksin?” dediler. (Allah:) “Şüphesiz sizin bilmediğinizi Ben bilirim” dedi.

33/72- Gerçek şu ki, Biz emanetleri göklere, yere ve dağlara sunduk da onlar bunu yüklenmekten kaçındılar ve ondan korkuya kapıldılar; onu insan yüklendi. Çünkü o, çok zalim, çok cahildir.

73- Şundan ki: Allah, münafık erkekleri ve münafık kadınları, müşrik erkekleri ve müşrik kadınları azaplandıracak; mü’min erkeklerin ve mü’min kadınların tevbesini kabul edecektir. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

 

 

23– CİN, YARATILIŞTA VERMİŞ OLDUĞU “RABBİM ALLAHTIR” DİYEN BÜTÜN İNSANLARDAN İBLİSİN TEKLİFİ İLE ERGENLİK DÖNEMİNDEN SONRA, O SÖZDEN CAYAN İNSANLARIN GENEL ADIDIR.

7/172- Hani Rabbin, Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” (demişti de) Onlar: “Evet (Rabbimiz’sin), şahid olduk” demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü: “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir.

6/128- Onların tümünü toplayacağı gün: “Ey cin topluluğu insanlardan çoğunu (ayartıp kendinize kullar) edindiniz” (diyecek). İnsanlardan onların dostları derler ki: “Rabbimiz, kimimiz kimimizden

yararlandı ve bizim için tespit ettiğin süreye ulaştık.” (Allah) Diyecek ki: “Allah’ın dilediği dışta olmak üzere, ateş sizin içinde süresiz kalacağınız konaklama yerinizdir.” Şüphesiz Rabbin, hüküm ve hikmet sahibi olandır, bilendir.

130- Ey cin ve insan topluluğu, içinizden size ayetlerimi aktarıp-okuyan ve bu karşı karşıya geldiğiniz gününüzle sizi uyarıp-korkutan elçiler gelmedi mi? Onlar: “Nefislerimize karşı şehadet ederiz” derler. Dünya hayatı onları aldattı ve gerçekten kafir olduklarına dair kendi nefislerine karşı şehadet ettiler.

17/92- “Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli ya da Allah’ı ve melekleri karşımıza (şahid olarak) getirmelisin.”

 

17/95- De ki: “Eğer yeryüzünde (insan değil de) tatmin bulmuş yürüyen melekler olsaydı, Biz de onlara gökten elçi olarak elbette melek gönderirdik.”

51756- Ben, cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım.

2/96- Andolsun, onları hayata karşı (diğer) insanlardan ve şirk koşanlardan (bile) daha ihtiraslı bulursun. (Onlardan) Her biri, bin yıl yaşatılsın ister; oysa bunca yaşaması onu azaptan kurtarmaz. Allah, onların yapmakta olduklarını görendir.

18/50- Hani meleklere: “Adem’e secde edin” demiştik; İblis’in dışında (diğerleri) secde etmişlerdi. O cinlerdendi, böylelikle Rabbinin emrinden dışarı çıkmıştı. Bu durumda Beni bırakıp onu ve onun soyunu veliler mi edineceksiniz? Oysa onlar sizin düşmanlarınızdır. (Bu,) Zalimler için ne kadar kötü bir (tercih) değiştirmedir.

 

 

  • KUR’AN’IN HİÇ BİR YERİNDE CİNLERİN DUMANSIZ ATEŞTEN YARATILDIĞI İLE İLGİLİ BİR AYET

YOKTUR.

  • KUR’AN İÇERİSNİDE DUMANSIZ ATEŞTEN YARATILAN SADECE CAN VE ATEŞTEN YARATILAN SADECE İBLİS (CAN canlı olan varlıkların içerisindeki enerji ; İBLİS ise insanın içinde olan ve insanla birlikte hayat bulmuş olup yine insanla birlikte hayatı son bulacak olan kötülüğü ifade eden taraftır.)

15/27- Ve Cann’ı da daha önce ‘nüfuz eden kavurucu’ ateşten yaratmıştık.

55/15- Cann’ı (cinni) da ‘yalın-dumansız bir ateşten’ yarattı.

7/12- (Allah) Dedi: “Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan neydi?” (İblis) Dedi ki: “Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın.”

 

 

  • ŞEYTAN İNSANDAN AYRI OLAN BİR VARLIK DEĞİL, İBLİSİN İNSANLARA VERMİŞ OLDUĞU

TEKLİFLERİN İNSANDA İLKE HALİNE GELMESİ YANLIŞTA ISRAR EDEN İNSANLARA KUR’ANIN VERDİİĞİ BİR İSİMDİR.

2/14- İman edenlerle karşılaştıkları zaman: “İman ettik” derler. Şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında ise, derler ki: “Şüphesiz, sizinle beraberiz. Biz (onlarla) yalnızca alay ediyoruz.”

  • ŞEYTAN İLE İBLİS ANI ŞEY DEĞİL AYRI AYRI ŞEYLERDİR. İBLİS İNSANA KÖTÜLÜĞÜ TEKLİF SUNMAKLA

KURGULAANMIŞ BİR MELEKTİR, AMA ŞEYTAN İNSANIN BİR SIFATIDIR.

  • HİÇ BİR İNSAN KENDİSİ İSTEMEDİKÇE HİÇ BİR İNSANI BÜTÜN DÜNYADAKİ İNSANLAR TOPLANIP BİR ARAYA GELSELER ONU NE DOĞRU NE DE YANLIŞ YOLA GÖTÜRMEYE GÜÇLERİ

67/ 2- O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.

  • PEYGAMBERLERE SANILDIĞI GİBİ VAHİY GETİREN GÖTÜREN CEBRAİL DİYE BİR MELEK YOK, CİBRİL VARDIR. CİBRİL ALLAHIN PEYGMBERLERE VAHYETME OLAYININ

2/ 97- De ki: “Cibril’e kim düşman ise, (bilsin ki) gerçekten onu (Kitabı), Allah’ın izniyle kendinden öncekileri doğrulayıcı ve mü’minler için hidayet ve müjde verici olarak senin kalbine indiren O’dur.

98- Her kim Allah’a, meleklerine, elçilerine, Cibril’e ve Mikail’e düşman ise, artık şüphesiz Allah da kafirlerin düşmanıdır.”

 

42/ 51- Kendisiyle Allah’ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile ya da perde arkasından veya bir elçi gönderip Kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka.

Gerçekten O, Yüce olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

81/ 19- Şüphesiz o (Kur’an), üstün onur sahibi bir elçinin gerçekten (Allah’tan getirdiği) sözüdür;

20- (Bu elçi,) Bir güç sahibidir, arşın sahibi Katında şereflidir. 21- Ona itaat edilir, sonra güvenilirdir.

  • Sizin sahibiniz bir deli değildir.
  • Andolsun o (peygamber), onu apaçık bir ufukta görmüştür.
  • O, gayb (haberlerin)e karşı (söylediklerinden dolayı) suçlanamaz (ya da cimrilikte bulunup kıskançlık )
  • O (Kur’an) da kovulmuş şeytanın sözü değildir.

53/ 2- Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı. 3- O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. 4- O (söyledikleri), yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir.

  • Ona (bu Kur’an’ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir.
  • (Ki O,) Görünümüyle çarpıcı bir güzelliğe sahiptir. Hemen doğruldu.
  • O, en yüksek bir ufuktaydı.
  • Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.
  • Nitekim (ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlaştı.
  • Böylece O’nun kuluna vahyettiğini

 

 

30-YASAK AĞAÇ İSLAM TOPLUMLARINDA ANLAŞILDIĞI GİBİ ELMA AĞACI DEĞİL, İBLİSİN TEKLİFLERİNİN  KABUL EDİLMESİ  VE YAPILMASI HARAM OLAN BÜTÜN DAVRANIŞLARIN ADIDIR.

2/ 35- Ve dedik ki: “Ey Adem, sen ve eşin cennette yerleş. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol

bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.”

2/36- Fakat şeytan, oradan ikisinin ayağını kaydırdı ve böylece onları içinde bulundukları (durum)dan çıkardı. Biz de: “Kiminiz kiminize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir

yerleşim ve meta vardır” dedik.

7/ 19- Ve ey Adem, sen ve eşin cennete yerleş. İkiniz dilediğiniz yerden yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.

20- Şeytan, kendilerinden ‘örtülüp gizlenen çirkin yerlerini’ açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir.”

38/ 71- Hani Rabbin meleklere: “Gerçekten Ben, çamurdan bir beşer yaratacağım” demişti.

  • “Onu bir biçime sokup, ona Ruhum’dan üflediğim zaman siz onun için hemen secdeye kapanın.”

 

  • Meleklerin hepsi topluca secde etti;
  • Yalnız İblis hariç. O büyüklük tasladı ve kafirlerden
  • (Allah) Dedi ki: “Ey İblis, iki elimle yarattığıma seni secde etmekten alıkoyan neydi? Büyüklendin mi, yoksa yüksekte olanlardan mı oldun?”
  • Dedi ki: “Ben ondan daha hayırlıyım; sen beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın.”
  • (Allah) Dedi ki: “Öyleyse ordan (cennetten) çık, artık sen kovulmuş bulunmaktasın.” 78- “Ve şüphesiz, din (kıyametteki hesap) gününe kadar Benim lanetim senin üzerinedir.” 79- Dedi ki: “Rabbim, öyleyse onların dirilecekleri güne kadar bana süre tanı.”
  • Dedi ki: “O halde, süre tanınanlardansın.”
  • “Bilinen vaktin gününe ”
  • Dedi ki: “Senin izzetin adına andolsun, ben, onların tümünü mutlaka azdırıp-kışkırtacağım.”
  • “Ancak onlardan, muhlis olan kulların hariç.”
  • (Allah) “İşte bu haktır ve Ben hakkı söylerim”
  • “Andolsun, senden ve içlerinde sana tabi olacak olanlardan tümüyle cehennemi dolduracağım.”

 

 

 

 

  • HİÇ BİR PEYGAMBER HAYATİ FONKSİYONLARINI YİTİRMİŞ OLAN , ÖLMÜŞ OLAN BİR İNSANI VEYA BİR KUŞU DİRİLTEMEZ.

5/ 110- Allah şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni

Ruhu’l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle

iyileştiriyordun, (yine) Benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğulları’na apaçık belgelerle geldiğinde onlardan inkara sapanlar, “Şüphesiz bu apaçık bir sihirdir” demişlerdi (de) İsrailoğulları’nı senden geri püskürtmüştüm.”

21/ 95- Yıkıma uğrattığımız bir ülkeye (tekrar dünya hayatı) imkansız (haram)dır; hiç şüphesiz onlar, (dünyaya) bir daha geri dönmeyecekler.

 

 

  • KUR’AN ÖLÜLERE OKUNMAK İÇİN DEĞİL, YAŞAYANLARIN OKUYUP KENDİLERİNE YAŞAM BİÇİMİ KURMALARINI RHBERLİK ETSİN DİYE GELDİ.ÖLÜLERE OKUNAN KURANIN ÖLÜLERE HİÇ BİR YARARI
  • KABİRDE NE AZAP NE DE MÜKAFAT VARDIR. KABİR AZABININ OLDUĞUNU SÖYLEYENLER ALLAHA İFTİRA EDENLERDİR.

40/ 45- Sonunda Allah, onların kurdukları hileli-düzenlerinin kötülüklerinden onu korudu ve Firavun’un çevresini de azabın en kötüsü kuşatıverdi.

  • Ateş; sabah akşam, ona sunulurlar. Kıyamet-saatinin kopacağı gün: “Firavun çevresini, azabın en şiddetli olanına sokun” (denecek).

 

  • Ateşin içinde, iddialar öne sürüp karşılıklı tartışırlarken zayıf olanlar, büyüklenen (müstekbir)lere derler ki: “Gerçekten biz, size uymuş (teb’anız) olan kimselerdik. Şimdi siz, ateşten bir parçasını olsun, bizden uzaklaştırabilir misiniz?
  • Büyüklenen (müstekbir)ler derler ki: “Biz hepimiz (ateşin) içindeyiz; gerçekten Allah, kullar arasında hüküm verdi (artık).”
  • Ateşin içinde olanlar, cehennem bekçilerine dediler ki: “Rabbinize dua edin; azaptan bir günü

(olsun) bize hafifletsin.”

  • (Bekçiler:) “Size kendi Resulleriniz açık belgelerle gelmez miydi?” dediler. Onlar: “Evet” dediler. (Bekçiler:) “Şu halde siz dua edin” Oysa kafirlerin duası, çıkmazda olmaktan başkası değildir.
  • Şüphesiz Biz elçilerimize ve iman edenlere, dünya hayatında ve şahidlerin (şahidlik için) duracakları gün elbette yardım edeceğiz.

 

 

34-MÜSLÜMAN OLANLARIN TEK KAYNAĞI KURANDIR. ÇÜNKÜ PEYGAMBERİN SÖYLEDİĞ VE YAŞADIĞI KURANDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.

69/ 43- Alemlerin Rabbinden bir indirilmedir.

  • Eğer o, Bize karşı bazı sözleri uydurup-söylemiş olsaydı.
  • Muhakkak onun sağ-elini (bütün güç ve kudretini) çekip-alıverirdik.
  • Sonra onun can damarını elbette
  • O zaman, sizden hiç kimse araya girerek bunu kendisinden engelleyip-uzaklaştıramazdı.
  • Çünkü o (Kur’an, Allah’tan sakınan) muttakiler için bir öğüttür.

 

 

  • NESH; ALLAH SÖYLDİĞİ BİR SÖZÜ VEYA YARATTIĞI BİR ŞEYİN YANLIŞ OLDUĞUNU HAŞA FARK EDİP SONRA ONU DEĞİŞTİRMEZ. NESH, İNSANLARIN, GELEN VAHYİ BİLGİLERİ BOZMALARININ ARDINDAN O BOZDUKLARININ YERİNE YENİ BİR PEYGAMBERLE DOĞRUSUNU GETİMEKTİR.

2/ 106- Biz, daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiçbir ayeti neshetmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten herşeye güç yetirendir.

7/ 157- Onlar ki, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de (geleceği) yazılı bulacakları ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; o, onlara marufu (iyiliği) emrediyor, münkeri (kötülüğü) yasaklıyor, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılıyor ve onların ağır yüklerini, üzerlerindeki zincirleri

indiriyor. Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır.

  • ASHABI KEHF MAĞARADA ÜÇ YÜZ YIL UYUDU DİYEN ALLAH DEĞİL

18/ 25- Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar ve dokuz (yıl) daha kattılar.

26- De ki: “Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O’nundur. O, ne güzel görmekte ve ne güzel işitmektedir. O’nun dışında onların bir velisi yoktur. Kendi hükmünde hiç

kimseyi ortak kılmaz.”

 

40/ 34- “Andolsun, daha önce Yusuf da size apaçık belgeler getirmişti. O zaman size getirdikleri hakkında kuşkuya kapılıp durmuştunuz. Sonunda o, vefat edince, demiştiniz ki; “Allah, ondan sonra kesin olarak bir elçi göndermez.” İşte Allah, ölçüyü taşıran, şüpheci kimseyi böyle saptırır.”

37-  MUSA PEYGMBERİN DENİZE ASASI İLE VURMASI VE YARILMASI GERÇEK ANLAMINDA OLAN DENİZ DEĞİL, YAŞAYAN TOPLUMUN VAHYİ BİLGİLERLE İNANAN VE İNNMAYAN DİYE AYRILLMASI ANLAMINDADIR.

26/60- Böylece (Firavun ve ordusu) güneşin doğuş vakti onları izlemeye koyuldular.

  • İki topluluk birbirini gördükleri zaman Musa’nın adamları: “Gerçekten yakalandık”
  • (Musa:) “Hayır” dedi. “Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir.”
  • Bunun üzerine Musa’ya: “Asanla denize vur” diye vahyettik. (Vurdu ve) Deniz hemencecik yarılıverdi de her parçası kocaman bir dağ gibi
  • Ötekileri de buraya yaklaştırdık.
  • Musa’yı ve onunla birlikte olanların hepsini kurtarmış
  • Sonra ötekileri suda boğduk.

 

 

  • MUSANIN ASASININ YILAN OLMASI DÜNYADAKİ DAYANDIĞI GÜÇLER ANLAMINDA KULLANILAN ASADIR. MUSANIN ASASININ EJDERHA OLMASI İSE MUSA PEYGAMBERİN ALLAHTAN ALDIĞI VAHYİ BİLGİLER ANLAMINDA OLAN ASADIR.

ASA İKİ ANLAMDA KULLANILMIŞTIR DÜNYADAKİ DAYANDIĞI GÜÇLER

20/10- Hani bir ateş görmüştü de, ailesine şöyle demişti: “Durun, bir ateş gördüm; umulur ki size ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol-gösterici bulurum.”

  • Nitekim ona gidince, kendisine seslenildi: “Ey ”
  • “Gerçekten Ben, Ben senin Rabbinim. Ayakkabılarını çıkar; çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva’dasın.”
  • “Ben seni seçmiş bulunuyorum; bundan böyle vahyolunanı ”
  • “Gerçekten Ben, Ben Allah’ım, Benden başka İlah yoktur; şu halde Bana ibadet et ve Beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl.”
  • “Şüphesiz, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir. Herkesin harcadığı çabanın karşılığını alması için, onun (koşup haberini) neredeyse gizleyeceğim.”
  • “Öyleyse, ona inanmayıp kendi hevasına uyan, sakın seni ondan alıkoymasın; sonra yıkıma uğrarsın.”
  • “Sağ elindeki nedir ey Musa?”
  • Dedi ki: “O, benim asamdır; ona dayanmakta, onunla davarlarım için ağaçlardan yaprak düşürmekteyim, onda benim için daha başka yararlar da ”
  • Dedi ki: “Onu at, ey ”
  • Böylece, onu attı; (bir de ne görsün) o hemen hızla koşan (kocaman) bir yılan (oluvermiş).

 

  • Dedi ki: “Onu al ve korkma, Biz onu ilk durumuna çevireceğiz.”
  • “Elini koltuğuna sok, bir hastalık olmadan, başka bir mucize (ayet) olarak bembeyaz bir durumda çıksın.”
  • “Öyle ki, sana büyük mucizelerimizden (birini) göstermiş olalım.”
  • “Firavun’a git, çünkü o azmış bulunuyor.” 25- Dedi ki: “Rabbim, benim göğsümü aç.” 26- “Bana işimi kolaylaştır.”
  • “Dilimden düğümü çöz;”
  • “Ki söyleyeceklerimi kavrasınlar.” 29- “Ailemden bana bir yardımcı kıl,” 30- “Kardeşim Harun’u”
  • “Onunla arkamı ”
  • “Onu işimde ortak kıl,”
  • “Böylece Seni çok tesbih ”
  • “Ve Seni çok ”
  • “Şüphesiz Sen bizi görüyorsun.”
  • (Allah) Dedi ki: “Ey Musa istediğin sana verilmiştir.”

2-VAHİY GÜCÜ ANLAMINDA KULLANILAN ASA;

7/104- Musa dedi ki: “Ey Firavun, gerçekten, ben alemlerin Rabbinden (gönderilme) bir elçiyim.”

  • “Benim üzerimdeki yükümlülük, Allah’a karşı ancak gerçeği söylemektir. Rabbinizden size apaçık bir belge ile geldim. Artık İsrailoğulları’nı benimle gönder.”
  • (Firavun) Dedi ki: “Eğer gerçekten bir ayet getirmişsen ve doğru sözlülerden isen, bu durumda

onu getir (bakalım).”

  • Böylelikle (Musa) asasını fırlatınca, anında apaçık bir ejderha
  • (Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi).
  • Firavun kavminin önde gelenleri dediler ki: “Bu gerçekten bilgin bir büyücüdür”;
  • “Sizi topraklarınızdan sürüp-çıkarmak istiyor. Bu durumda ne buyuruyorsunuz?”
  • Dediler ki: “Onu ve kardeşini şimdilik bekletiver (vereceğin cezayı ertele), şehirlere de toplayıcılar yolla”;
  • “Bütün bilgin büyücüleri sana ”
  • Sihirbazlar Firavun’a gelip dediler ki: “Eğer biz galip olursak, herhalde bize bir karşılık (armağan) var, değil mi?”
  • “Evet” dedi. “(O zaman) Siz en yakın(larım) kılınanlardan olacaksınız.”

 

  • Dediler ki: “Ey Musa (ilkin) sen mi atmak istersin, yoksa biz mi atalım?”
  • (Musa:) “Siz atın” dedi. (Asalarını) atıverince, insanların gözlerini büyüleyiverdiler, onları dehşete düşürdüler ve (ortaya) büyük bir sihir getirmiş
  • Biz de Musa’ya: “Asanı fırlatıver” diye vahyettik. (O da fırlatıverince) bir de baktılar ki, o bütün uydurduklarını derleyip-toparlayıp
  • Böylece hak yerini buldu, onların bütün yapmakta oldukları geçersiz kaldı.
  • Orada yenilmiş oldular ve küçük düşmüşler olarak tersyüz çevrildiler.
  • Ve sihirbazlar secdeye kapandılar.
  • “Alemlerin Rabbine iman ettik”
  • “Musa’nın ve Harun’un Rabbine�”
  • Firavun: “Ben size izin vermeden önce O’na iman ettiniz, öyle mi? Mutlaka bu, halkı buradan sürüp-çıkarmak amacıyla şehirde planladığınız bir tuzaktır. Öyleyse siz (buna karşılık ne yapacağımı) bileceksiniz.”
  • “Muhakkak ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi idam edeceğim.”
  • (Onlar da:) “Biz de şüphesiz Rabbimiz’e döneceğiz”

 

 

  • YUNUS PEYGAMBERİ YUTAN DENİZDEKİ YUNUS BALIĞI DEĞİL DÜNYADAKİ NİMETLERİN DEBDEBESİNDEN KENDİSİNİ ALLAHA YÖNELTEMEMESİ ANLAMINI TAŞIMAKTADIR.
  • MÜŞRİKLER İBRAHİM PEYGAMBERİ ATEŞE ATTILAR VE ATEŞ DE SÜNNETULLAH GEREĞİ
  • İSA PEYGAMBERİN ÖLMEDİĞİNİ VE KIYMETE YAKIN BİR ZAMANDA GELECEĞİ İNANCI KUR’ANIN SÖYLEDİĞİNE İFTİRADIR.
  • İSA PEYGAMBER ÖLDÜ O BİR DAHA DÜNYAYA GERİ DÖNMEYECEK. VE O AHİRET ALEMİNDE DİRİLTİLECEKTİR.
  • LUT PYGAMBERE GELEN ELÇİLER MELEKLERDEN OLAN ELÇİLER DEĞİL İNSANLARDAN OLAN ELÇİLERDİR.
  • ZİNA EDENLERE RECİM CEZASI NE ALLAH’IN GÖNDERDİĞİ TEVRATTA NE İNCİLDE NE DE KUR’AN’DA VARDIR. ALLAH ZİNANIN CEZASINI YÜZ DEYNEKLE SINIRLAMIŞTIR.
  • KUR’AN’A GÖRE İKİ HAYAT VARDIR. BİRİSİ DÜNYA HAYATI, DİĞERİ İSE AHİRET HAYATIDIR. BEŞ HAYAT VAR DİYENLER ALLAHA ŞİRK KOŞMAKTADIRLAR.
  • BAZILARININ SANDIĞI GİBİ RUHUN CAN İLE AYNI SANILMASI YANLIŞTIR. CAN BEDENİ CANLI TUTAN RUH İSE VÜCUTTA BULUNAN HER HÜCRE VE ORGANLARIN AKTİF HALE DÖNÜŞMESİİDİR.
  • AHİRET HAYATINDA İNSANLAR YENİ BİR YARATILIŞLA YARATILIP, CENNNETİ HAK EDEENLER EBEDİ MUTLU YAŞAMAYA, CEHENNEME GİDENLER DE EBEDİ OLARAK CEZA ÇEKECEK ŞEKİLDE YARATILACAKLARDIR.
  • EVLİ ERKEKLERİN KADINLARINA DAYAK ATMA HAKLARI YOKTUR. EĞER EVLİLİK SÖZLEŞMESİNİ

KADIN BOZARSA BOŞAMA HAKLARI VARDIR DAYAK DEĞİL.

 

49/BOŞAMA BAZILARININ ZANNETTİĞİ GİBİ ÜÇ TALAK BOŞSUN DEMEKLE BOŞ OLMAZ, BOŞAMA BİR SÜREÇ İÇERİSİNDE DÖRT AY KURALLARA UYGUN OLAN BİR SÜREÇ GEÇMEDİKÇE BİN DEFA BOŞSUN DESE YİNE BOŞ OLMAZ.

  • ALLAH HARAM ETTİĞİ BİR ŞEYİ BÜTÜN PEYGAMBERLERE HARAM KILMIŞTIR. HELAL KILDIĞI BİR ŞEYİ DE BÜTÜN PEYAMBERLERE HELAL KILMIŞTIR.
  • BAKARA İKİ YÜZELLİ DOKUZUNCU AYETTE ANLATILAN ÜZETİRİN DÜNYA HAYATINDA ÖLÜP DE DİRLTİLMESİ DEĞİL, AHİRET HAYATINI İNKÂR EDEN BİR İNKÂRCININ DÜNYA HAYATINDA YÜZ YIL YAŞADIĞI HALDE AHRET HAYATINDAKİ DİRİLTİLMESİNİ ÖRNEK VERİR.
  • KORUYUCU MELEKLER, VÜCUDA GELEN MİKROPLARIN AKYUVARLAR TARAFINDAN SAVAŞ VEREREK İNSANI
  • İSLAM SANILDIĞI GİBİ KÂFİRLERİ KÂFİR OLDUĞU İÇİN ÖLDÜRMEYİ EMREDEN BİR DİN DEĞİL, YERYÜZÜNDE HER DİN VEYA İNANÇTAKİ İNSANLARIN KENDİ DİN ANLAYIŞLARINI ÖZGÜRCE YAŞAMALARIDIR.
  • ADEME BÜTÜN İSİMLERİN ÖĞRETİLMESİ, BİR ADEM BİR İNSAN OLAN ADEM DEĞİL, İNSAN OĞLUNUN VAR OLUŞU İLE YOK OLUŞU ARASINDA VAHYİ BİLGİLER VE EVRENSEL YASALARIN ÇÖZÜLMESİ ANLAMINDA KULLANILMIŞTIR.
  • CUMARTESİ YASAĞI, BALIK TUTMA YASAĞI DEĞİL, ALLAHIN GÖNDERMİŞ OLDUĞU VAHYİ BİLGİLERLE EVRENSEL YASALARA UYMA
  • İBRAHİM PEYGAMBERİN İSMAİLİ KURBAN ETMESİ BOYNUNDAN KESİP DOĞRAMA ANLAMINDA DEĞİL, TEBLİĞ VE TELKİNLERİNE EVET DİYEN İSMAİL’İN İNKARCILRIN MÜSLÜMN OLDUĞU İÇİN ÖLDÜRME RİSKİENE KARŞI HAZIRLIKLI OLMA ANLAMINI TAŞIMAKTADIR.
  • HALK ARASINDA HIZIR İLYAS DİYE BİLİNEN OLAYIN MUSA İLE BİR BİR KULU DİYE BAHSEDİLEN

HAYATIN SORGULAMASI ANLAMINDADIR.

  • HALK ARASINDA BİLİNEN NUH TUFANI, KUR’ANA GÖRE MECAZİ BİR ANLATIMDIR. HAZRETİ NUH ALLAHTAN ALDIĞI BİLGİLERİ KAVMİNE ANLATTIĞI ZAMAN KAVMİNDEN İMAN EDENLER VE ETMEYENLER DİYE ANLATILIR. DÜNYA HAYATINDA SUÇ İŞLEYENLERE ALLAH ÖZEL BİR CEZA

VERMEYECEEĞİNE SÖZ VERDİĞİNİ SÖYLER.

  • TÖVBE, DEĞİŞİM DEMEKTİR. YAPILAN SUÇLARDAN DOLAYI KENDİ GİDİŞATINI DEĞİŞTİRMEYEN DÜZELTMEYEN İNSANLARIN TÖVESİ MAKBUL DEĞİLDİR.
  • MEVLANANIN DEDİĞİ GİBİ BİN KERE TÖVBE EDİP TÖVBESİNİ BOZANLARI ALLAH ASLA HİDYETE ERDİRMEZ. TÖVBE İKİDİR. İKİDEN FAZLA BOZULAN TÖVBELER KİŞİLERİ ASLA DOĞRU YOLA

GÖTÜRMEZ.

  • BEŞİKTEKİ BİR ÇOCUĞUN KONUŞMASINI OLAĞAN ÜSTÜ MUCİZE OLARAK GÖRENLER KESİNLİKLE YANILMAKTADIRLAR. ORADA EDEBİ SANATLARDA MECAZİ ANLATIM GİBİ, KUR’AN MÜÜTEŞABİH ANLATIM KULLANMIŞTIR. BEŞİKTEKİ ÇOCUĞA KİTAP VE HİKMET VERİLMEZ.
  • BAZILARININ SÖYLEDİĞİ GİBİ, İSRA ELLİ DOKUZUNCU AYETTE GEÇEN AYETİN YORUMUNDA

GEÇMİŞ PEYGAMBERLERE MUCİZE VERİLİP SON PEYGAMBERE MUCİZE VERİLMEDİ ANLAYIŞI DOĞRU DEĞİLDİR.

 

  • NAMAZIN SÜNNETİ FARZI OLMAZ. SAVAŞ VE KORKU ZAMANINDA NAMAZ BİR REKAT ŞARTLR NORMALE GELDİĞİ ZAMAN İKİ REKATTIR. GÜNDE BEŞ VAKİT MÜSLÜMAN OLANLAR İÇİN NAMAZ VARDIR PEYGAMBERDE GECE NAFİLE NAMAZI FARKLILIĞI
  • PEYGAMBER SANILDIĞI GİBİ MİRACA ÇIKMAMIŞTIR. İSRA BİRİNCİ AYETTE KASTEDİLEN MANA

MEKKEDEN MEDİNEYE KAFİRLERİN ZULÜM VE BASKISIYLA HİCRET YOLCULUĞUDUR.

  • PEYGAMBERİ PEYGAMBER YAPAN ONU KUTSALLAŞTIRN NE SAKALIDIR NE DE HIRKASIDIR. ONU KUTSAL KILAN VAHİYLE YAŞAMASIDIR.
  • TÜRBELERE KABİRLERE GİDEREK ONLARDAN HANGİ MAKSATLA OLURSA OLSUN YARDIM VE

İSTEKTE BULUNMAK ŞİRKTİR.

  • ŞİRK; ALLAH’IN KARŞISINA BİR ALLAH DAHA GETİRMEK DEĞİL ALLAH’IN SÖYLEDİKLERİNE MUHALEFET EDEREK DİN UYDURMAK KANUN
  • GAYIP HAKKINDA BİLGİ VERMEK SADECE VE SADECE ALLAH’A MAHSUSTUR. PEYGAMBERLERE VERİLEN GAYIP BİLGİLLERİ
  • HAC VE ORUÇ SĞLIKLI OLAN İNSANLARIN YAPACAĞI BİR İBADETİR KİMSE BAŞKA BİRİSİNİN ADINA NE ORUÇ TUTABİLİR NE DE HACCA GİDEBİLİR.
  • İKİ ORUÇ ŞEKLİ VARDIR. BİRİNCİSİ GÜNÜN FECİR VKTİNDEN AKŞAMA KADAR YEMEDENEN İÇMEDEN CİNSELLİKTEN UZAKLAŞARAK TUTULN ORUÇTUR. İKİNCİSİ DE ZEKERİYA VE MERYEM’İN KAVMİNİN İNKAR EDİŞLERİNE KARŞI SÖYLEDİKLERİNE KENDİLERİNE BİR BELGE GELİNCEYE KADAR KONUŞMAMA
  • KUR’AN DOĞRU OLARAK NE ARAP KÜLTÜRÜNDEN NE DE TARİHİ RİVAYETLERDEN ANLAŞILABİLİR. KUR’AN ANCAK KENDİ ANLATIM DİLİ VE KÜLTÜRÜ İLE ANLAŞILBİLİR.
  • YİNE EN ÖNEMLİ DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLIKLRDAN BİRİSİ DE KUR’AN VE HADİS KAYNAKLI ANLAYIŞTIR. EVET, KUR’AN YAŞAM TARZINI ORTAYA KOYAR PEYGAMBER VAHYİ SÖYLER VE ONU YAŞAMA DÖNÜŞTÜRÜR.
  • PEYGAMBİRİN SÖYLEDİĞİ YA VAHİYDİR YA DA VAHİYLERİN BİR YORUMUDUR. HADİSLER GENEL OLARAK, PEYGAMBERİ KALKAN OLARAK KULLANILIP UYDURULMUŞ SÖZLERDİR.

69/40- Hiç şüphesiz o (Kur’an), şerefli bir elçinin kesin sözüdür.

69/41- O, bir şairin sözü değildir. Ne az inanıyorsunuz?

69/42- Bir kahinin de sözü değildir. Ne az öğüt alıp-düşünüyorsunuz?

69/43- Alemlerin Rabbinden bir indirilmedir.

69/44- Eğer o, Bize karşı bazı sözleri uydurup-söylemiş olsaydı.

69/45- Muhakkak onun sağ-elini (bütün güç ve kudretini) çekip-alıverirdik.

 

 

  • SANILDIĞI GİBİ PEYGAMBRLİK İNSANLARA DOĞUŞTAN GELMEZ. PEYGAMBERLER KENDİ SEÇİMLERİNİ TAKVA YOLUNDA YAPMALARI VE O YOLDA İLERLEMELERİ SONUCUNDA O MAKAMA ERİŞİRLER.

 

38/21- Sana o davacıların haberi geldi mi? Hani mihraba (Davud’un bulunduğu yere girmek için) yüksek duvardan tırmanmışlardı.

  • Davud’a girdiklerinde, o, onlardan ürkmüştü; dediler ki: “Korkma, iki davacıyız, birimiz diğerimize haksızlıkta bulundu. Şimdi sen aramızda hak ile hükmet, kararında zulme sapma ve bizi doğru yolun ortasına yöneltip-ilet.”
  • “Bu benim kardeşimdir, doksan dokuz koyunu vardır, benimse bir tek koyunum var. Buna rağmen “Onu da benim payıma (koyunlarıma) kat” dedi ve bana, konuşmada üstün ”
  • (Davud) Dedi ki: “Andolsun senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana

zulmetmiştir. Doğrusu, (emek ve mali güçlerini) birleştirip katan (ortak)lardan çoğu, birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. Onlar da ne kadar azdır.” Davud, gerçekten Bizim onu imtihan ettiğimizi sandı, böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı ve (Bize gönülden) yönelip-döndü.

  • Böylece onu bağışladık. Şüphesiz onun Bizim Katımız’da gerçekten bir yakınlığı ve varılacak güzel bir yeri vardır.

 

 

  • ALLAH İNSANLARLA DEĞİŞİK YÖNTEMLERLE KONUŞTUĞU GİBİ İNSANLARIN DIŞINDAKİ

YARATILANLARA DA VAHYEDER. ANCAK PEYGAMBERLERLE KONUŞMASI İLE DİĞERLERİNİ KUR’AN AÇIK VE NET BİR ŞEKİDE AYIRARAK İZAH EDER.

2/97- De ki: “Cibril’e kim düşman ise, (bilsin ki) gerçekten onu (Kitabı), Allah’ın izniyle kendinden öncekileri doğrulayıcı ve mü’minler için hidayet ve müjde verici olarak senin kalbine indiren O’dur.

2/98- Her kim Allah’a, meleklerine, elçilerine, Cibril’e ve Mikail’e düşman ise, artık şüphesiz Allah da kafirlerin düşmanıdır.”

 

 

  • ALLAH İNSANLARI DENEMEK İÇİN İKİ YOL GÖSTRMİŞTİR. BİRİNCİSİ RABBANİ YOL, İKİNCİSİ DE

GAYRI RABBANİ YOLDUR. RABBANİ YOLU ALLAH KENDİSİ PEYGAMBERLER ARACILIĞI İLE SUNAR GAYRI RABBANİ YOLUN İSE YOL GÖSTERİCİLERİ DE PUTLARDIR. BİRİSİNİN YOLU KABUL DİĞERİNİN YOLU İSE NE YAPARSA KABUL DEĞİLDİR.

5/27- Onlara Adem’in iki oğlunun gerçek olan haberini oku: Onlar (Allah’a) yaklaştıracak birer kurban sunmuşlardı. Onlardan birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul

edilmeyen) Demişti ki: “Seni mutlaka öldüreceğim.” (Öbürü de:) “Allah, ancak korkup-sakınanlardan kabul eder.”

5/28- “Eğer beni öldürmek için elini bana uzatacak olursan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatacak değilim. Çünkü ben, alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.”

5/29- “Şüphesiz kendi günahını ve benim günahımı yüklenmeni ve böylelikle ateşin halkından olmanı isterim. Zulmedenlerin cezası budur.”

5/30- Sonunda nefsi ona kardeşini öldürmeyi (tahrik edip zevkli göstererek) kolaylaştırdı; böylece onu öldürdü, bu yüzden hüsrana uğrayanlardan oldu.

 

  • İNSANLAR TAKVA ve FÜCUR YOLUNDAN HANGİSİNİ SEÇERSE HER İKİ YOLDA GİDENİN GİTTİĞİ YÖNDE ALLAH ONLARA MÜDAHELE ETMEZ.SEÇİMLERİNİN SORUMLULUĞU ONLARA AİTTİR.

92/5- Fakat kim verir ve korkup-sakınırsa, 6- Ve en güzel olanı doğrularsa,

  • Biz de onu kolay olan için başarılı kılacağız.
  • Kim de cimrilik eder, kendini müstağni görürse,
  • Ve en güzel olanı yalan sayarsa,
  • Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız.
  • Tereddi edeceği (başaşağı düşüşe uğrayacağı) zaman, malı ona hiç yarar sağlamaz.
  • Şüphesiz, Bize ait olan, yol göstermektir.
  • Gerçekten, son da, ilk de (ahiret ve dünya)
  • Artık sizi, ‘alevleri kabardıkça kabaran’ bir ateşle uyardım.

92/15- Ona, ancak en bedbaht olandan başkası yollanmaz;

 

 

  • PEYGAMBERE VAHYİN DIŞINDA BİR VAHİY GELMEZ. (VAHYİ GAYRI METLUĞ) GELİR DİYENLER ALLAHA İFTİRA ETMEKTEDİRLER.

53/2- Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı.

  • O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz.
  • O (söyledikleri), yalnızca vahyolunmakta olan bir
  • Ona (bu Kur’an’ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir.
  • (Ki O,) Görünümüyle çarpıcı bir güzelliğe sahiptir. Hemen doğruldu.
  • O, en yüksek bir ufuktaydı.
  • Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.
  • Nitekim (ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlaştı.
  • Böylece O’nun kuluna vahyettiğini

 

 

  • TAHRİM SURESİNDE ALLAHIN HLAL EDİP PEYGAMBERİN KENDİSİNE HARAMLAŞTIRDIĞI BAL ŞERBETİ ZENCEFİL DEĞİL, PEYGAMBERİN İKİ İNKAR EDEN HANIMINI BOŞAMASI GEREKTİĞİ HALDE ONU BOŞAMAMASI ANLAMINDA KULLANILMIŞTIR.

66/1- Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah’ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

  • Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Allah, sizin mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O, bilendir, hüküm ve hikmet

 

  • Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu açığa vurunca, O da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki: “Bunu sana kim haber verdi?” O da: “Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan (Allah) haber verdi” demişti.
  • Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Allah’a tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalpleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Allah, onun mevlasıdır; Cibril ve mü’minlerin salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler.
  • Belki onun Rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa- ona yerinize sizlerden daha hayırlı Müslüman, mü’min, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan dul ve bakire eşler’

 

 

  • MUSA İLE GENÇ YARDIMCISININ İKİ DENİZİN BİRLEŞTİĞİ YER KIZIL DENİZ İLE AK DENİZİN BİRLEŞTİĞİ YER DEĞİL, DÜNYA HAYATININ BİTİŞİ İLE AHİRET HAYATININ BAŞLANGICI ANLAMINDA KULLNILMIŞTIR. YANİ ÖLÜMDÜR.

18/60- Hani Musa genç yardımcısına demişti: “İki denizin birleştiği yere ulaşıncaya kadar gideceğim ya da uzun zamanlar geçireceğim.”

  • Böylece ikisi, iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık) denizde bir akıntıya doğru (veya bir menfez bulup) kendi yolunu
  • (Varmaları gereken yere gelip) Geçtiklerinde (Musa) genç-yardımcısına dedi ki: “Yemeğimizi getir bize, andolsun, bu yaptığımız-yolculuktan gerçekten ”
  • (Genç-yardımcısı) Dedi ki: “Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum. Onu

hatırlamamı şeytandan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu.”

  • (Musa) Dedi ki: “Bizim de aradığımız buydu.” Böylelikle ikisi izleri üzerinde geriye doğru gittiler.
  • Derken, Katımız’dan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim

öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular.

  • Musa ona dedi ki: “Doğru yol (rüşd) olarak sana öğretilenden bana öğretmen için sana tabi olabilir miyim?”
  • Dedi ki: “Gerçekten sen, benimle birlikte olma sabrını göstermeye güç ”
  • (Böyleyken) “Özünü kavramaya kuşatıcı olamadığın şeye nasıl sabredebilirsin?”
  • (Musa:) “İnşaAllah, beni sabreden (biri olarak) bulacaksın. Hiçbir işte sana karşı gelmeyeceğim”

dedi.

  • Dedi ki: “Eğer bana uyacak olursan, hiçbir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle-anlatıp söz edinceye ”
  • Böylece ikisi yola koyuldu. Nitekim bir gemiye binince, o bunu (gemiyi) deliverdi. (Musa) Dedi ki: “İçindekilerini batırmak için mi onu deldin? Andolsun, sen şaşırtıcı bir iş yaptın.”
  • Dedi ki: “Gerçekten benimle birlikte olma sabrını göstermeye kesinlikle güç yetiremeyeceğini ben sana söylemedim mi?”
  • (Musa:) “Beni, unuttuğumdan dolayı sorgulama ve bu işimden dolayı bana zorluk çıkarma”

 

  • Böylece ikisi (yine) yola koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar, o hemen tutup onu

öldürüverdi. (Musa) Dedi ki: “Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir canı mı öldürdün? Andolsun, sen kötü bir iş yaptın.”

  • Dedi ki: “Gerçekte benimle birlikte olma sabrını göstermeye kesinlikle güç yetiremeyeceğini ben sana söylemedim mi?”
  • (Musa:) “Bundan sonra sana bir şey soracak olursam, artık benimle arkadaşlık etme. Benden yana bir özre ulaşmış olursun”
  • (Yine) Böylece ikisi yola koyuldu. Nihayet bir kasabaya gelip yemek istediler, fakat (kasaba halkı) onları konuklamaktan kaçındı. Onda (kasabada) yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar buldular, hemen onu inşa etti. (Musa) Dedi ki: “Eğer isteseydin gerçekten buna karşılık bir ücret ”
  • Dedi ki: “İşte bu, benimle senin aranda ayrılma (zamanı)mız. Sana, üzerinde sabır göstermeye güç yetiremeyeceğin bir yorumu haber vereceğim.
  • “Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı.”
  • “Çocuğa gelince, onun anne ve babası mü’min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkar zorunu kullanmasından endişe edip-korktuk.”
  • Böylece, onlara Rablerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini ”
  • “Duvar ise, şehirde iki öksüz çocuğundu, altında onlara ait bir define vardı; babaları salih biriydi. Rabbin diledi ki, onlar erginlik çağına erişsinler ve kendi definelerini çıkarsınlar; (bu,) Rabbinden bir rahmettir. Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım. İşte, senin sabır göstermeye güç yetiremediğin şeylerin ”

 

 

  • YUSUF PEYGAMBER SÖYLEDİKLERİ GİBİ BİR MALİYE NAZIRI DEĞİL, DEVLET BAŞKANI VE PEYGAMBERDİR.

12/55- (Yusuf) Dedi ki: “Beni (bu) yerin (ülkenin) hazineleri üzerinde (bir yönetici) kıl. Çünkü ben, (bunları iyi) bir koruyucuyum, (yönetim işlerini de) bilenim.”

12/56- İşte böylece Biz yeryüzünde Yusuf’a güç ve imkan (iktidar) verdik. Öyle ki, orada (Mısır’da) dilediği yerde konakladı. Biz kime dilersek rahmetimizi nasib ederiz ve iyilik yapanların ecrini kayba uğratmayız.

 

 

  • DAVUD’A GELEN İKİ DAVACI KUR’AN’DA MECAZİ BİR ANLATIMDIR. TAKVA İLE İBLİSİN FONKSİYONLARINI ANLATAN BİR İFADEDİR.

38/22- Davud’a girdiklerinde, o, onlardan ürkmüştü; dediler ki: “Korkma, iki davacıyız, birimiz diğerimize haksızlıkta bulundu. Şimdi sen aramızda hak ile hükmet, kararında zulme sapma ve bizi doğru yolun ortasına yöneltip-ilet.”

  • “Bu benim kardeşimdir, doksan dokuz koyunu vardır, benimse bir tek koyunum var. Buna rağmen “Onu da benim payıma (koyunlarıma) kat” dedi ve bana, konuşmada üstün ”

 

  • (Davud) Dedi ki: “Andolsun senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana

zulmetmiştir. Doğrusu, (emek ve mali güçlerini) birleştirip katan (ortak)lardan çoğu, birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. Onlar da ne kadar azdır.” Davud, gerçekten Bizim onu imtihan ettiğimizi sandı, böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı ve (Bize gönülden) yönelip-döndü.

 

 

  • İSA’NIN YARATILIŞI ADEM’İN YARATILIŞI GİBİDİR AYETİNDEN İSA’NIN GELENEKSEL OLARAK ANLAŞILAN ADEM PEYGAMBER ANLAMINDA ADEM DEĞİL, DİĞER İNSANLAR NASIL BİR ANADAN BİR BABADAN YAREATILMIŞSA İSA DA ÖYLE YARATILMIŞTIR ANLAMI TAŞIMAKTADIR.

3/59- Şüphesiz, Allah Katında İsa’nın durumu, Adem’in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona “ol” demesiyle o da hemen oluverdi.

  • KUR’AN İÇERİSİNDE 6666 AYET DEĞİL, 6236 AYET OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?
  • ARAPÇA BBİLMEK DEMEK KUR’AN’I ANLAMAK DEMEK DEĞİLDİR. KUR’AN’I ANLAMAK AYRI BİR İLİM ARAPÇA BLMEK AYRI BİR İLİMDİR.
  • MAĞARADA PEYGAMBERE YILANIN BEŞ YÜZ YILDIR BEKLİYORUM SENİ GÖRMEK İÇN DEMESİ UYDURMA BİR SÖZDÜR YILAN BİR MELEKTİR KENDİSİNE DÜŞEN GÖREV NE İSE ONU
  • BU DİNİ KÜTÜKLERİN TUVALET KEVKİLERİNİN HİKÂYELERİ İLE DOLDURMUŞLAR, ONLAR NE KONUŞUR NE DE DÜŞÜNÜRLER.
  • ALLAH MÜSLÜMANLAR SAVAŞTA SIKIŞTIĞI ZAMAN ÜÇ BİN BEŞ BİN MELEKLE YARDIM EDERİM DEMESİ MÜSLÜMANLARA PİSİKOLOJİK DESTEK VEREREK NASIL ŞİMDİYE KADAR SARDİP AYRI

DİNLERDEN OLANLARI BİR ARAYA GETİRDİK BUNDAN SONRA SİZ SAMİMİ OLURSANIZ BUNDAN DAHA BÜYÜĞÜNÜ YAPARIZ ANLAMIDADIR.

  • İNSANLARIN İSTİNASIZ BÜTÜN ORGANLARI MELEKTİR AMA İNSAN ÜTÜNÜ İLE MELEK DEĞİLDİR. ÇÜNKÜ İNSAN YOL SEÇME KARARINI KENDİSİ VERENDİR.
  • MELEKLERDE TEK SEÇENEK VARDIR, AMA İNSANLARDA İKİ SEÇENEK VARDIR. BU SEBEPLE

MELEKLERDE YOL SEÇME ŞANSI YOKTUR.

  • DABE YERDEN ÇIKRILAN BİR CANLI DEĞİL KİŞİLERİN DÜNYA HAYATINDA YAPMIŞ VE YAPACAK OLDUKLARI AMELLERİ KALPLERİNDEN GEÇENLERİ BİLE KAYDEDEN KAMERA KAYIT SİSTEMİDİR.
  • İNEK BACAĞI VURMKLA ÖLEN İNSAN DİRİLMEZ. ORADA KURAN ÖLÜ LERİN DİRİLİTİLMESİ HAYATİ FONKSİYONLARINI YİTİRMİŞ ANAMINDA OLAN ÖLÜ DEEĞİL, VAHYE KARŞI DUYARLILIĞINI KAYBETMİŞ ANLAMINDA KULLANILMIŞTIR.
  • ALLAH DEVE KESMEKLE BİR KAVMİ HELAK ETMEZ. ANCAK SALİH KAVMİ İNSANLARIN ETİNDEN SÜTÜNDEN YESİNLER DİYE ALLAHIN YARATTIĞI DEVEYİ KUTSAYARAK ONU İLAH EDİNMİŞLER. BU DEVE DE DAĞDAN DOĞURTTURULAN DEVE DEĞİL BİLDİĞİMİZ DEVEDİR.
  • İBRAHİM PEYGAMBERE ÖLÜ KUŞLARIN DİRİLTİLMESİ HAYATİ FONKSİYONLARINI YİTİREN KUŞLARIN DİRİLMESİ DEĞİL DUYARSIZ OLAN HAYVANLARIN EĞİTİLEREK KENDİ İSTEDİĞİN İSTİKAMETTE HİZMET ALINMASI ANLAMINDA KULLANILMIŞTIR.
  • HİÇ BİR İNSANI HİÇ BİR İNSANI KENDİSİ İSTEMEDİKÇE ELİNİ AYAĞINI BAĞLAYABİLİRLER AMA KALBİ İLE ALLAHA GİDEN İRTİBATI ASLA ENGELLEYEMEZLER.

 

  • ADETLİ KADINLARIN NAMAZ KILMALARINI ORUÇ TUTMALARINI KUR’AN OKUMALARINI KUR’AN ENGELLEMEMİŞTİR. ADETLİ KAINLARA ADETLİ İKEN SADECE EŞLERİ İLE CİNSEL İLİŞKİLERİ
  • KUR’AN OKUNUNACAĞI ZAMAN ABDEST ALMAK ŞART DEĞİLDİR. ALLAH ABDEST ALMAYI SADECE NAMAZ İÇİN
  • ZİKİR ELE TESPİH ALIP ALLAH’IN ADINI ANMAK DEĞİL ZİKİR ALLAH’IN YARATTIĞI EVREN İLE GÖNDERDİĞİ VAHYİ BİLGİLERİ TEFEKKÜR EDEREK SIRLARI ÇÖZMEKTİR.
  • KADİR GECESİ RAMAZAN AYININ YİRMİ YEDİNCİ GECESİ DEĞİL, KADİR GECESİ VAHYİN YİRMİ ÜÇ YILLIK BİR DÖNEM İÇERİSİNDE TEK TEK GELEREK İNNAN HALKIN CEHALET KARANLIĞINDAN

KURTULUŞUDUR.

  • ALLAH NE YAHUDİLİK NE HIRİSTİYANLIK DİNİ GÖNDERMİŞTİR. İNSANLIK TARİHİNİN

BAŞLANGICINDAN BU TRAFA BÜTÜN PEYGAMERLERİN GETİRİDİĞİ DİNİN ADI İSLAM TESLİM OLNLARIN ADI DA MÜSLÜMNDIR.

  • MÜŞRİK; DÜNYA HAYATINDA ALLAH’IN VARLIĞINI BİRLİĞİNİ KABUL ETSE DE YAŞAMIN KURALINI BİZ KOYARIZ DİYEREK ALLAH’IN RABLLİĞİNİ KABUL ETMEYENLERDİR.
  • EHLİ-KİTAP; ALLLAH’TAN GELEN KİATPLARI PEYGAMBERLERİ AHİRET ALEMİNİ KABUL ETTİM DEDİĞİ HALDE ALLAHIN DİNİNİ DÜNYA MENFAATİ İÇİN SATIP GİZLEYELERİN
  • KUR’AN’A GÖRE ÜMMİ OKUMA YAZMA BİLMEYEN ANLAMINDA DEĞİL, ALLAH’TAN GELEN HİÇ BİR KİTBA BAĞIMLI OLMAYAN DEMEKTİR.
  • HANİFLİK BİR DİN DEĞİL, GELEN BİLGİLERE KARŞI BEYİN ANTENLERİ AÇIK OLAN VE ONU OBJEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİP DOĞRU BİR TERAZİ İLE TARTABİLEN DEMEKTİR.
  • EDEBİ SANATLARDA NASIL GRÇEK AANLATIM VE MECAZİ ANLATIM ŞEKLİ VARSA, KUR’AN’DA DA BUNUN KARŞILIĞI MUHKEM VE MÜTEŞABİH

MECAZ; BİR KEİMNİN VEYA BİR DEYİMİN KENDİ ANLAMI DIŞINDA KONUSUNA GÖRE FARKLI

ANLAMLARDA KULLANMA SANATIDIR.

MÜTEŞABİH ANLATIM DA KENDİ ANLAMI DIŞINDA FARKLI ANLAMLARDA KULLANMA SANATIDIR. “ALLAH BANA KAT KAT ARTTIRMAK KOŞULU İLE BORÇ VERİN” DER. BUNU GRÇEK ANLAMMINDA ANLARSAK BÜTÜN KAİNAT ÇÖKER.

  • ALLAH SANILDIĞI GİBİ GÖKLERDE DEEĞİL, ALLAH HAŞA TABİRİ CAİZSE BİR VÜCUTTA BULUNAN

HÜCRELERİN VE EVRENİ TAMAMEN KUŞATIP GÖZETİMİ ALTINDADIR.

 

ALİ RIZA BORAZAN

MERSİN ANAMUR

21-12-2015

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir