ALLAH’IN HELAL KILDIĞINI PEYGAMBER NASIL HARAM KILAR?

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın adıyla;

İslam toplumlarında anlaşılmasında güçlük çekilen en önde gelen konulardan biri de Allah’ın helal kılıp peygamberin hanımları hatırı için haram kıldığı konudur. Genelde bu olay bal şerbeti mi zencefil mi pekmez şerbeti mi? ilgi ve alakası olmayan şeyler üzerinde tartışıp durmuşlardır. Oysa Kur’an kendi sistemi ve kendi bütünlüğü içerisinde neyin ne olduğunu net bir şekilde, anlatmaktadır. Şimdi Kur’an bu konu üzerinde nasıl bir metot izlemiş onu Kur’an’dan dinleyelim.

66/1. Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah’ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

 

Öncelikle Ayette geçtiği gibi, bir peygamber Allah’ın helal kıldığı bir şeyi bilerek, hanımların hatırı için asla ve asla haram kılamaz. Sure içerisinde geçen bu ayette Allah neyi anlatmak istemektedir. Onu yakalamamız gerekmektedir. Önce Allah peygamberin yeri ve konumu nedir onu anlamaya çalışalım.

33/38-Allah’ın kendisine farz kıldığı bir şey(i yerine getirme)de peygamber üzerine hiç bir güçlük yoktur. (Bu,) Daha önce gelip geçen (ümmet)lerde Allah’ın bir sünnetidir. Allah’ın emri takdir edilmiş bir kaderdir.

 

Demek ki, Allah peygamber her hangi bir konuda bir emir verse peygamber onu mutlaka ama mutlaka yerine getirdiği ayette vurgulanmaktadır. Yine peygamberlerin yeri ve konumları hakkında başka ayetlerden de örnekler verelim.

69/40. Hiç şüphesiz o (Kur’an), şerefli bir elçinin kesin sözüdür.

69/41. O, bir şairin sözü değildir. Ne az inanıyorsunuz?

69/42. Bir kâhinin de sözü değildir. Ne az öğüt alıp-düşünüyorsunuz?

69/43. Âlemlerin Rabbinden bir indirilmedir.

69/44. Eğer o, bize karşı bazı sözleri uydurup-söylemiş olsaydı.

69/45. Muhakkak onun sağ-elini (bütün güç ve kudretini) çekip-alıverirdik.

69/46. Sonra onun can damarını elbette keserdik.

 

Vermiş olduğum ayet örneklerinden anlaşıldığı gibi, iman eden insanlara şu mesajı vermektedir. Hiçbir peygamber Allah’ın helal kıldığı bir şeyi ne hanımları ne de başkalarının hatırı için, helal kıldığı bir şeyi haram, haram kıldığı bir şeyi de, helal kılma yetkisi olmadığı anlaşılmaktadır. O zaman soru işareti olarak bekletip, peşinden gelen ayetleri dinleyerek olayı anlamaya çalışalım.

66/2. Allah, yeminlerinizin (kefaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Allah, sizin mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

 

Kur’an içerisinde yaklaşık olarak elli iki yerde yemin kelimesi geçmektedir. Ancak bizim ilgi alanımızı oluşturan yemin şu ayetler içerisinde anlatılmaktadır.

2/224. Yeminlerinizi bahane ederek; iyilik yapmanız, sakınmanız ve insanların arasını düzeltmenize Allah’ı engel kılmayın. Allah işitendir, bilendir.

2/225. Allah sizi, yeminlerinizdeki ‘rastgele söylemelerinizden, boş, amaçsız sözlerden dolayı sorumlu tutmaz; fakat kalplerinizin kazandıklarından dolayı sorumlu tutar. Allah bağışlayandır, yumuşak davranandır.

 

Ayetlerde amaçsız ve ağızdan gayri ihtiyari olarak çıkan kalbin onaylamadığı boş sözlerden dolayı Allah insanları sorumlu tutmadığı ama yine de bu boş sözlerin bir bedelini ödemek gerektiği başka ayetlerde anlatılmaktadır.

2/226. Kadınlarından uzaklaşmaya yemin edenler için dört ay bekleme süresi vardır. Eğer (bu süre içinde eşlerine) dönerlerse, şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

2/227. (Yok) Eğer boşanmaya ısrar ederlerse (boşanırlar). Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.

Konu içerisinde geçen yeminlerin çözülmesini farz kıldığı yemin demek ki evlilik sözleşmesinin bozulması ile alakalı bir şey olduğu anlaşılmaktadır. İşte konumuzla alakalı ayetler neden farz kıldığını anlatmaktadır. Ayette ağızdan çıkan sen benden boşsun veya dokuz talak boşsun demeyle kadının boş olmayacağını ancak boş olabilmesi için önce öğüt verme sonra yatakları ayırma daha sonra da son çare olarak boşama sürecinin başlaması gerektiği vurgulanmaktadır.

 

4/ 34. Allah’ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde ‘sorumlu gözeticidir.’ Saliha kadınlar, gönülden (Allah’a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüfuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah yücedir, büyüktür.

 

Kur’an boşama yetkisini bu ayete göre evlilik sözleşme hükümlerini ihlal eden ve yerine getirme konusunda erkeğe vermektedir. Ancak erkek evlilik sözleşme hükümlerin yerine getirmekten uzaklaşan erkekleri de kadın ailesinden yardım alarak erkekten boşanarak ayrılabilir. Bu konu farklı bir konu ama biz burada tahkim suresinde geçen olayı anlatmak için bu örneği vermek istedik. Demek ki Tahrim suresi birinci ayette geçen Allah’ın helal kılıp, peygamberin hanımların hatırı için haram kıldığı olayından Allah’ın resulü haberdar olmadığı anlaşılmaktadır. Allah bir taraftan Resuller Allah’ın verdiği bir emri yerine getirmekten çekimser kalmaz deşsin. Bir taraftan Allah’ın resulü hanımları hatırına Allah’ın helal kıldığı bir şeyi haram kılsın bu olacak şey değildir.

Şimdi devam eden ayetlerden bu olay nedir ne değildir onu anlatmaktadır..

 

66/3. Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu açığa vurunca, o da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki: ‘Bunu sana kim haber verdi?’ O da: ‘Bana bilen, (her şeyden) haberdar olan (Allah) haber verdi’ demişti.

Asıl işlemekte olduğumuz konunun bu bölümde her şeyin çözüme kavuştuğu görülmektedir. Konuyu doğru olarak anlayabilmek için şu üç ifadenin Kur’an içerisinde ne anlama geldiğini anlamak ve yakalamak gerekir. Ayetin önce kastettiği anlamı doğru olarak özetlemeye çalışalım. Daha sonra da ayrıntılara geçelim. Ayette Peygamberin eşlerinden iki tanesi peygamber aleyhine atıp tutmakta inkâr ve saldırganlıkta birleşmekte olduğu anlaşılmaktadır. Allah da Allah’ın bildirmediği gaybı bilmeyen peygamberine iki eşinin kendi avaralarında gizli konuşmalarını haber vermektedir. Peygamber de iki eşinin kendi aralarında ne konuşup ne konuşmadıkları konusunda onlara Allah’ın bildirmesi ile bilgi verince, iki eşi hemen şu sözlerle karşılık verdiği bildirilmektedir. Biz bunu kendi aramızda konuşurken kimse yoktu ki sen bunları nerden biliyorsun? Deyince, Allah resulü de bunu bana rabbim haber verdi demektedir. Şimdi olayın ayrıntılarını konuyu açıklığa kavuşturan ayetlerden örnekler vererek anlamaya çalışalım.

 

1-Gizli söz ne demektir?

Önce bu ifadenin ne demek olduğunu Kur’an’dan anlamaya çalışalım.

58/8. ‘Gizli toplantıların fısıldaşmalarından’ (kulis) men’ edilip sonra men’ edildikleri şeye dönenleri; günah, düşmanlık ve Peygamber’e isyanı (aralarında) fısıldaşanları görmüyor musun? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah’ın selamladığı biçimde selamlamıyorlar. Ve kendi kendilerine: ‘Söylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azab etse ya’ derler. Onlara cehennem yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir.

 

Demek ki Bu ayette geçen gizli söz “’Gizli toplantıların fısıldaşmalarından’ (kulis) men’ edilip sonra men’ edildikleri şeye dönenleri; günah, düşmanlık ve Peygamber’e isyanı (aralarında) fısıldaşanları görmüyor musun? Ayette anlatıldığı gibi gizli söz iman ettim dedikten sonra Allah’ın resulüne karşı inkârda isyanda ayak direten münafık bir topluluğun konumu anlatılmaktadır. Yine ayette geçen şu ifadede onların iman etmediklerini ispat etmektedir.” ‘Söylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azab etse ya’ derler. Onlara cehennem yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir.”

 

58/10. Şüphesiz ‘gizli toplantıların fısıldaşmaları’ (kulis), iman edenleri üzüntüye düşürmek için ancak şeytan (ürünü olan işler)dandır. Oysa Allah’ın izni olmaksızın o, onlara hiç bir şeyle zarar verecek değildir. Şu halde müminler, yalnızca Allah’a tevekkül etsinler.

 

Demek ki gizli söz ayetlerden de anlaşıldığı gibi, peygamber aleyhine kendi aralarında isyanı tuğyanı inkâra gidişi kamplaşmaya götüren Müslüman olanları parçalamak, Allah’ın ve Allah’ın resulünün hoşuna gitmeyen söz ve davranış olduğu anlaşılmaktadır.

2-Allah’ın açığa vurduğu nedir?

 

58/7. Allah’ın göklerde ve yerde olanların tümünü gerçekten bilmekte olduğunu görmüyor musun? (Kendi aralarında gizli toplantılar düzenleyip) Fısıldaşmakta olan üç kişiden dördüncüleri mutlaka O’dur; beşin altıncısı da mutlaka O’dur. Bundan az veya çok olsun, her nerede olsalar mutlaka O, kendileriyle beraberdir. Sonra yaptıklarını kıyamet günü kendilerine haber verecektir. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir.

 

Bu ayet de Peygamberin iki eşinin peygamber aleyhinde atıp tutarken, Allah onların yanında olduğunu bildirmektedir. onların peygamber aleyhine konuştukları isyan ve başkaldırıyı net bir şekilde onların ne konuşup ne konuşmadığını vahyederek resulüne aktarmaktadır.

3-Bir kısmını açıklayıp bir kısmından vaz geçtiği şey nedir?

 

Yine bu konuyu başka bir ayetten örnek vererek açıklamaya çalışalım.

6/91. Onlar: ‘Allah, beşere hiç bir şey indirmemiştir’ demekle Allah’ı, kadrinin hakkını vererek takdir edemediler. De ki: ‘Musa’nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği ve sizin de (parça parça) kâğıtlar üzerinde yazılı kılıp (bir kısmını) açıkladığınız ve çoğunu göz ardı ettiğiniz kitabı kim indirdi? Sizin ve atalarınızın bilmediği şeyler size öğretilmiştir.’ De ki: ‘Allah.’ Sonra Onları bırak, içine ‘daldıkları saçma uğraşılarında’ oyalanıp-dursunlar.

 

“De ki: ‘Musa’nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği ve sizin de (parça parça) kâğıtlar üzerinde yazılı kılıp (bir kısmını) açıkladığınız ve çoğunu göz ardı ettiğiniz kitabı kim indirdi?” Ayetin bu bölümünü açıklamak anlatma öyle geniş bir anlatıma ihtiyaç var ama o konuyu burada detaylı olarak anlatmaya zamanımız yeterli değildir. Ancak bizim konumuzla ilgili bölümü anlayabildiğim kadar anlatmam yeterli olacaktır kanaatindeyim.

Açıklama; Söylenen bir sözün bizzat yaşamla nasıl buluştuğunu teknolojik verileri de ortaya koyarak anlamak açmak izah etmek demektir. Kur’an’ın evrensel olmasının sebebi de bu olması gerek.. Kur’an’da geçen bazı ayetlerin kastettiği manaları o günkü teknolojinin yetersiz kalışına işaret edilmektedir. Çağ ilerledikçe açıklanmasında güçlük çekilen konuların açıklanır hale geleceği vurgulanmaktadır. Konuyla ilgili ayetten bir örnek verelim.

54/1. Saat (kıyamet vakti) yaklaştı ve ay yarıldı.

 

İnsanlar uzay çağının bilinmediği dönemlerde ne dünya hakkında ne ay güneş hakkında doğru dürüst bilgileri yoktu. İşte teknoloji gelişince insanlardan aya çıkıp ay hakkında bili edinmelerini Kur’an ayın yarılması ile bunu izah etmektedir.

66/4. Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Allah’a tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalpleriniz eğrilik gösterdi. Yok, eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Allah onun melasıdır; Cibril ve müminlerin salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler.

Ayette de ifade edildiği gibi söylenen gizli sözün peygamber aleyhine günah ve isyan etmekte kendi aralarında birleştikleri dile getirilmektedir. Bu da gösteriyor ki yukarıda değişik sure ve ayetlerden de anlaşıldığı gibi İnkâr eden ve kalpleri eğrilik gösteren iki eşini peygamberin boşamamasını Allah eleştirmektedir. Demek ki Allah’ın resulüne evlenirken vermiş oldukları sözleşmeyi bozarak şeytanın yoluna adım atmakta olan iki eşinin boşama konusu anlaşılmaktadır. Zaten devam eden ayet de olay açıklanıp son nokta koyulmaktadır.

66/5. Belki onun Rabbi, -eğer sizi boşayacak olursa ona yerinize sizlerden daha hayırlı Müslüman, ml’min, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan dul ve bakire eşler’ verir.

 

Allah burada hem peygamber eşlerine hem de diğer Müslüman olan erkek ve kadınlara açık tehdit ve uyarı göndermektedir.

60/ 10. Ey iman edenler, mümin kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilendir. Şayet (gerçekten) mümin kadınlar olduklarını bilip-öğrenirseniz, artık sakın onları kâfirlere geri çevirmeyin. (Çünkü) Ne bunlar onlara helaldir, ne onlar bunlara helaldir. Onlara (kafir kocalarına kendileri için) harcadıklarını verin. Onlara (hicret eden mümin kadınlara) ücretlerini (mehirlerini) verdiğiniz takdirde onları nikâhlamanızda size bir güçlük yoktur. Kafir (kadın)ların ismetlerini (nikahlarını) tutmayın ve (onlar için) harcadıklarınızı isteyin. Onlar da (mümin kadınlara) harcadıklarını istesinler. Bu, Allah’ın hükmüdür; sizin aranızda hükmeder. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

 

Konu ve Kur’an bütünlüğü içerisinde aklımın erdiği dilimin döndüğü kadarı ile Müslüman olan bir erkeğin nikâhı altında Müslüman olmayan bir kadın duramaz. Müslüman olan bir kadın da Müslüman olmayan bir erkeğin nikâhı altında bulunamaz. Bunların her ikisinin de kendilerini değiştirip tövbe etmezlerse böyle evliliği ve evli kalmayı Allah haram kılmaktadır. Dileyen öğüt alır dileyen ret eder.

Doğru bildiklerim ve doğru söylediklerim Allah’a, Yanlış bildiklerim ve yanlış söylediklerim de kendime aittir.

ALİ IZA BORAAZAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir